Lupin'de Ara

ricam var

Arkadaşlar lütfen okurken yorum da yapar mısınız (anonim de yapabilirsiniz) ağladığınızı okumaya ihtiyacım var

Son Bölümler: Qian Qiu Radyo Dizisi

Son Bölüm hsav

Kötü Adam Olarak Nasıl Hayatta Kalınır - 110. bölüm yüklendi. (hava çok sıcak kendimi tatile çıkarıyorum umarım sonbaharda görüşürüz)

Bölüm 71: Pardon Ama Yozlaşmış Memurlar Dilediklerini Yapamazlar

 

Eski zamanlardan beri doğal afetler ülkeye büyük zarar vermiştir. Yıkılmanın eşiğindeki bir ülke bir yana, en müreffeh zamanlardakiler bile buna dayanamaz.  


Bu ani kuraklık Xiao Yuan'ı gerçekten hazırlıksız yakalamıştı. 


Xiao Yuan için daha da şaşırtıcı olan şey, orijinal kitapta Kuzey Krallığı'nın bunu hiç yaşamamış olmasıydı.


Orijinal kitabın gidişatı Xiao Yuan'ın eylemleri nedeniyle çok değişmiş olsa da tüm bu değişikliklerin bir nedeni vardı. 


Ancak mevcut doğal afet tamamen öngörülemezdi. 


Neticede bu kuraklık yüzünden Xiao Yuan'ın önceki tüm çabaları boşa gidecekti.  


Hain rüzgarın ve bulutların altında Xiao Yuan, göklerin iradesine karşı gelinemeyeceğini belli belirsiz duyabiliyordu. Kuzey Krallığı'nın, Yan Heqing'in gitmesine izin verdiği için onu lanetleyen sesiydi bu. Dağlar, nehirler ve ülke Xiao Yuan'ın omuzlarındaydı. Bir kez daha kendini bunalmış hissetti.

  

Ancak!!! 


Materyalizmin tarihi, uzun bir gelişim yolundan sonra, nihayet sığ ateizmden materyalist bilince doğru ilerlemişti!!! 


Bir zamanlar sosyalizmi inşa etmek için el vermiş genç bir adam olarak, kader tarafından nasıl kolayca yenilgiye uğratılabilirdi?


Xiao Yuan, Marksizm adına göklere doğru hareket çekti ve ardından afet yardımı için hazırlıklara başladı. 


Ancak rakibi olarak göklerden değil, daha çok etrafındaki domuz gibi insanlardan korkuyordu.

 

Kuzey Krallığı imparatorunun ilk yıllardaki savurganlığı nedeniyle devlet hazinesi hiç dolu değildi. Ve şimdi tahıl deposu halkın yardımına koşmak için tükenmişti. Ancak hangi kasabaya varsa hepsi yozlaşmış memurların midesine düşmüştü.


Xiao Yuan birkaç haftadır insanları kurtarmak için çok çalışıyor, ancak mültecilerin sayısı azalmak yerine artıyor ve yavaş yavaş başkente akın ediyorlardı.


Gerçekten cüretkarlar ***!!!


Xiao Yuan o kadar sinirlenmişti ki Li Wuding'e bu konuyu derinlemesine araştırmasını emretti. Sonunda bu soruşturma, iki kuşak boyunca yüksek iktidar mevkilerinde kalan birkaç üst düzey yetkilinin suçlanmasına yol açtı!


Bu yaşlı bakanlardan birkaçı toplantı salonunda diz çöktü, ardından diğer sayısız bakan da onların peşinden diz çökerek merhamet diledi.


Zaten ölesiye çalışmış olan Xiao Yuan şimdi daha da sinirlenmişti.


Li Wuding, yumruğunu sıkmış bir şekilde toplantı salonunda durdu. "Majesteleri, ancak ödül ve ceza birbirinden net bir şekilde ayrıldığında gökyüzü ve sular temiz olabilir. Eski zamanlardan beri söylenir: Eğer Göğün Oğlu bile yasaları çiğnerse halktan biri gibi yargılanır. Bir ağacın çürümüş kısımları kazılmazsa daha da çürüyecektir! Bir ülke ancak yetkililer yolsuzluktan arındığında güçlü olabilir!" 


"Li Wuding! Konuşmanız son derece küstahça." Aniden bir bakan ayağa kalkarak öfkeyle karşılık verdi. "Merhum imparatorun ülkeyi kurduğu ve ulusu emri altına aldığı o yıllarda bu yaşlı bakanlardan hangisinin tüm dünya için pek çok başarısı ve iyiliği olmadı? Merhum imparator bile onlara büyük saygı duyuyordu. Bugün kayıtsız ve kalpsiz davranarak iyilik ve doğruluk timsali olduğunuzu mu düşünüyorsunuz?”


Li Wuding alay edercesine güldü. "İyilik ve doğruluk mu? Kötülüğün batağına saplanmış bir adam nasıl olur da iyilik ve doğruluktan söz etmeye layık olabilir? Bir ülkeyi yönetmenin yolu kötüyü cezalandırmak ve iyiyi teşvik etmektir! Ne yüzle hâlâ onlar için yalvarıyorsun?”


"Erdemden yoksunsun. Tek yanlışta tüm doğruyu siliyorsun! Ben erdemli ve merhametliyim, elbette lehlerine konuşacağım!”


"Heh!" Şu ana kadar hiç konuşmamış olan Xiao Yuan aniden güldü. "Tartışmanız bitti mi?" 


Toplantı salonundakiler sırayla diz çökerek konuşmayı kesti.


Xiao Yuan ayağa kalktı, aşağıda diz çökenlere baktı. Soğuk gözlerle, tane tane konuştu. "Sen onlar için yalvarıyorsun da açlıktan ölen insanlar için kim yalvaracak? Aileleri yok edilenler için kim yalvaracak? Tüm o şarap ve etle süslü ziyafetlerin ortasındayken, konağınızın kapısında hâlâ beyaz kemiklerin yattığını bir an olsun düşündünüz mü? Ve merhamet dileyenler, kimin için yalvardığınızı bilmediğimi sanmayın, açıkça kendiniz için yalvarıyorsunuz! Li Wuding'in araştırmaya devam etmesine izin vermemem, hiçbir şey bilmediğim anlamına gelmez.”


O yaşlı bakanlar, bir zamanlar söyledikleri her şeyi dinleyen imparatorun kendilerini bu kadar ağır bir şekilde azarlayacağını asla hayal edemezlerdi.


Bazıları pişmanlık içinde ağlıyor, içlerinden bir ürperti geçtiğini hissediyorlardı. Bazıları ise kendi saf kalplerine bir bakış atıyorlardı.


Li Wuding başını kaldırıp salonun tepesindeki dik duruşlu adama baktı, elleri yavaş yavaş kenetlendi.


Yaşlı General Sun'un yanında savaşmıştı, kendi hırsları vardı. Fakat merhum imparatorun ziyafetlerindeki müsriflik, genç imparatorun şehveti, tüm hanedanın ağdalı dili onu yavaş yavaş hayal kırıklığına uğratmıştı. 


Sayısız kez memleketini, açlıktan ölmek üzere olan o çocukların sıska, solmuş bedenlerini görmüştü rüyalarında. Ayrıca savaş alanını, dostlarının göğsünü delip geçen keskin kılıçları görmüş, ter içinde uyanmış ve sonra dönüp aşağılık bir imparator ile hain bakanlarından oluşan bir yönetimle yüzleşmek zorunda kalmıştı.


Bu yüzden Li Wuding kendine sürekli şunu soruyordu: Halkın acı çektiği bir ülke için generallerin fedakârlığı, gerçekten buna değer mi?


Ve şimdi, kalbinin derinliklerinde bir yerden, ülkesine bir kez daha hizmet etme inancı yeniden alevlenmeye başladı.