Lupin'de Ara

ricam var

Arkadaşlar lütfen okurken yorum da yapar mısınız (anonim de yapabilirsiniz) ağladığınızı okumaya ihtiyacım var

Son Bölümler: Qian Qiu Radyo Dizisi

Son Bölüm hsav

Kötü Adam Olarak Nasıl Hayatta Kalınır - 110. bölüm yüklendi. (hava çok sıcak kendimi tatile çıkarıyorum umarım sonbaharda görüşürüz)

Bölüm 87: A-Yan Gerçekten Mahzun

Uzun, anlaşılmaz bir süre sonra yataktaki adam nihayet hareket etti.


Xiao Yuan acıya katlandı, yavaşça yeniden giyindi ve kıyafetlerini topladı. Ardından kendini destekleyerek tekrar yatağa uzandı. Kolundaki beyaz bez artık kanla ıslanmıştı, yarasını rahatsız ediyordu. Kan kurur kurumaz beyaz bez yaraya yapıştı. Xiao Yuan onu çözüp çözmemekte tereddüt etti. Sonunda, bunu hiç umursamadan görmezden geldi. Hâlâ şaşkınlık içindeydi.


Her yeri acıyordu. Başı, elleri, karaciğeri, dalağı, akciğerleri, böbrekleri, midesi, kalbi… acı pompalıyordu.


Xiao Yuan kıvrıldı, yaralanmamış eliyle başını tuttu. Geleceği düşünmek istiyordu, öyle ki içten içe sövmekten kendini alamıyordu.


Bu kitaba göç etmeden önce hâlâ bir şirketin muhteşem, genç ve gelecek vaat eden başkanıydı. Sonuç olarak, ne her açıdan orta derecede müreffeh bir toplumun inşasını görecek ne de haberlerin sonunu izleyecek vakti vardı. Milli futbol takımının dünya kupası şampiyonluğunu kazanmasını izleyecek ya da ölümcül bir hastalığa yakalanmadan önce kuantum çöküşünün nasıl bir şey olduğunu öğrenecek zamanı da olmamıştı.


Yeni okuduğunuz bir kitaba girmek her gün olan bir şey değildir. Her halükarda, önünde ya da arkasında olup bitenler hakkında hiçbir şey bilmese bile gözlerini olaylara yummamıştı.


Sonra da hayatta kalabilmek için umutsuzca iyi ilişkiler kurmak için elinden geleni yapmıştı.


Ve şimdi, erkek kahraman onu gerçekten canlı görmek istemiyor değildi.


Erkek kahraman onu hadım etmek istiyordu!!!


Xiao Yuan aslında erkek kahramanın ellerinde hâlâ hayattayken etinin kesilmesinin kendisi için tüm kitaptaki en kötü son olduğunu düşünüyordu, bu yüzden sadece, artık ne olursa olsun diyerek olay örgüsünü kendi lehine değiştirmişti.


İşlerin daha da kötüye gidebileceğini düşünmemişti!!!


Xiao Yuan orijinal kitabı okumuştu. Yan Heqing'in ne kadar dayanıklı olabileceğini ve Kuzey Krallığı'ndan ne kadar nefret ettiğini biliyordu, ancak Yan Heqing'in ilk başta onun yanındayken nefretini bu kadar mükemmel bir şekilde gizleyebileceğini gerçekten düşünmemişti.


Aslında ona Jingyang Sarayı'na gitmesini teklif ettiğinde Yan Heqing nefretini çoktan kalbinin derinliklerine gömmüştü, değil mi? Xiao Yuan'ın kendisini aşağılamaya ve erkek bir cariye yapmaya çalıştığına gerçekten inanıyor muydu?


Hadım edildikten sonra hâlâ hayatta kalabilmesi ve erkek kahramanın imparatorluk sarayında basit bir hizmetçi olabilmesi mümkündü. Tıpkı o dönemde Yan Heqing'i imparatorluk muhafızı yaptığı gibi.


Her neyse, Xiao Yuan gerçekten ne istediğini bilmiyordu bile.


Tüm iyi niyetinin sonunda Yan Heqing tarafından hiçe sayılacağını hiç düşünmemişti. Bu ağır hayal kırıklığı Xiao Yuan'ın peşini bırakmadı. Kalbinde büyüyen acıya direndi ve kendisi için biraz su koymak üzere güç topladı. Porselen fincan dolduğunda yatak odasının kapısı aniden itilerek açıldı. Xiao Yuan başını kaldırıp baktığında eli titredi, porselen fincan yere düşerek paramparça oldu.


Görünüşe göre bugün hiç su içemeyecekti.


Xiao Yuan bakışlarını geri çekti. Eğilerek porselen fincanın parçalarını toplamaya çalıştı ancak eli parçalar tarafından kesildi. Kırmızı kan kırık porseleni boyadı, parça Xiao Yuan'ın parmak ucuna saplanarak acı çekmesine neden oldu.


Adamın ayak sesleri aniden yaklaştı fakat Xiao Yuan onun yaklaştığını duymamış gibiydi. Yavaşça doğrularak parmak ucuna baktı. Gözleri dalgındı, odaklanamıyordu. Hissedebildiği tek şey çalkantılı denizin kasvetinin üzerine çökerek onu nefessiz bırakmasıydı.


Kendine baktığında, bu gerçekten aşağılayıcıydı. Kendi annesini koruyamamış, küçük kardeşini iyileştirememiş ya da Kuzey Krallığı'nı koruyamamıştı. Hong Xiu onun yüzünden ölmüştü, Li Wuding onun yüzünden hayatını kaybetmişti. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın, yine de hiçbir şeyi beceremiyordu. Kimseyi kurtaramazdı.


Başka hiçbir şey düşünmüyordu.


Xiao Yuan elini uzatıp parmak ucundaki porselen parçasını çıkardı. Ardından Yan Heqing'e şöyle dedi: “Yan Heqing, beni öldür artık. Bu gerçekten çok sıkıcı.”


Yan Heqing, Xiao Yuan'ın önünde durdu. Yan Heqing'in içindeki acı dudaklarından ve dilinden kalbine taşıyordu. Yan Heqing, Xiao Yuan'ın gözlerinin içine baktı. Başlangıçta sıcacık gülümseyen gözlerinin içi şimdi sönmüş bir ateş gibi soğuk ve yalnızdı.


Yan Heqing Xiao Yuan'ın gülümsemesini çok uzun zamandır görmemişti. Delicesine hasret duyuyordu ancak Xiao Yuan'ın önünde diz çöküp ona bir kez daha gülümsemesi için yalvaracak nitelikte değildi artık.


“Buna mecbur değilsin...” dedi Yan Heqing kısık gözlerle, boğuk bir sesle. “Hayatta kalabilirsin, benimle kal, ben...”


Xiao Yuan aniden yüksek sesle güldü. Kahkahası Yan Heqing'in saçma bir ses tonuyla söylediği sözleri böldü.


Beklendiği gibi, yanlış tahmin etmemişti. Yan Heqing, Xiao Yuan onu bir erkek cariye ve imparatorluk muhafızı yaptığında hissettiği aşağılanmanın on katını ödetmek istiyordu.


Xiao Yuan şöyle dedi: “Beni şimdi öldürsen daha iyi olur.”


Yan Heqing büyük bir kalp ağrısı hissederek gözlerini kapadı. Xiao Yuan onun yanında kalmaktansa ölmeyi mi tercih edecekti?


Evet, bunu zaten beklemiyor muydu? Xiao Yuan'ın şu anda görmek isteyeceği son şey kendisiydi; Xiao Yuan'ın kendisinden nefret edeceğini, kızacağını ve sevmeyeceğini zaten tahmin edebiliyordu.


Ama tüm bunları hak etmiyor muydu?


Sessizlik her ikisini de uzun süre rahatsız etti, birbirlerinin zihninde tek bir düşünce sabit gibi görünüyordu:


Her şey nasıl bu hale geldi? Bu nasıl oldu?


Yan Heqing derin bir nefes aldı, yavaşça gözlerini açtı. “Hadım Zhao öldü.”


Xiao Yuan'ın omuzları titredi.


“Prenses Yongning sağ salim, merak etme. Ben şimdilik gidiyorum... Sen... İyice dinlen.”


Yan Heqing'in gözleri Xiao Yuan'ın kolundaki yaraya takıldı, uzanma dürtüsünü dizginlemeye çalıştı ve arkasını döndü.


Yan Heqing'in artık gittiğini gören Xiao Yuan elini salladı. Bir kez daha kendisi için biraz su doldurmaya gitti.


Hadım Zhao tıpkı orijinal kitapta olduğu gibi nihayet ölmüştü demek. Yan Heqing, kendisine açtığı yaralar için merhamet göstermemişti.


Xiao Yuan bu kez nihayet bir fincan su içti.


Ancak su tuzluydu.