Lupin'de Ara

Son Bölümler: Qian Qiu Radyo Dizisi

Qian Qiu Radyo Dizisi -- 2. Sezon -- 4. bölüm yüklendi. (Bilgisayardaki bir sıkıntı nedeniyle devam edemiyorum.)

Son Bölüm

Qian Qiu yeni ekstra!! Geçmiş Günler yayınlandı!!

Jun You Ji Fou (Nazırın Rahatsızlığı) - Ru Shi Wo Wen

 





君有疾否 - 如似我闻

Jun You Ji Fou - Ru Shi Wo Wen


dram, tarihi, romantizm, shounen ai


"Shiyu, niyetim yalan değil." Chu Mingyun elini gizlice kol yenine sokup kendini çimdirlerken söyledi bu tutkulu sözleri. 

Su Shiyu'nun gülümsemesi aniden derinleşti. Gözlerini hafifçe kısıp nezaketle "Rahatsız mısınız?" diye sordu.

Chu Mingyun kararlılıkla, "Gönül yarası," diye cevap verdi.

"Müsaadenizle." Su Shiyu başını salladı, ardından arkasını dönüp gitti.

-

Kesik kol taklidi yapan bir kişinin gerçekten kesik kola dönüşmesinin ve kesik kola bulaşmak istemeyen bir kişinin ondan da önce kesik kola dönüşmesinin hikâyesi.

[Kesik kol; eş cinsel erkekler için kullanılan bir söz. Hikayesi şöyle: Han Hanedanlığı'nda bir imparator bir gün uyandığında sevgilisinin kolunda uyuduğunu fark etmiş ve onu rahatsız etmemek için elbisesinin kolunu kesmiş.]

Şeytani entrikacı gong (Chu Mingyun) x Nazik entrikacı shou (Su Shiyu)

Dalkavukluk x Sadakat.

Siyah ve siyah bir olursa kör karanlık olur. 

Nazırın bir rahatsızlığı mı var? Gönül yarasının tedavisi yoktur.

Gözlerindeki dağlar ve nehirler, yanından geçip gittiğim her bir şeyden çok daha yüce.

Bölüm 1: Özellikle de Su Shiyu'nun bunu açıkça duymasını sağlayın.

Bölüm 2: Shiyu, senden uzun zamandır hoşlanıyorum.

Bölüm 3: Görünüşe göre Su Bey ile karşılaşmak kaderimizde varmış.

Bölüm 4: Harika, şimdi sohbet bir cümle bile ilerleyemiyordu.

Bölüm 5: Katlanılması ne zor bir gece.

Bölüm 6: Chu Bey beni hiçbir zaman dürüst bir iyilik timsali olarak görmediğine göre rol kesmeme hiç gerek yok.

Bölüm 7: Su Bey, artık bir kesik kollusunuz.

Bölüm 8: Bana bir öpücük verin, birbirimize borcumuz kalmasın.

Bölüm 9: Sonbaharın gelişi tek bir yaprağın düşmesiyle haber olunur.

Bölüm 10: Şimdiki imparator, ülke işlerini yönetmekten başka, başta resim ve ahşap oymacılığı olmak üzere diğer her konuda da yetkindi.  

Bölüm 11: Benden başka birini mi görmek istiyorsunuz? 

Bölüm 12: Şu anda ağzını açmasının uygun olmadığı gerçeği olmasaydı tepkisini görmek için Su Shiyu'nun endamına iltifat etmek isterdi.  

Bölüm 13: Su Bey emrettiği sürece kıyafetlerimi bile çıkarabilir ve beni iyice aramanıza tereddüt etmeden izin verebilirim. 

Bölüm 14: "Aptalın önde gideni." 

Bölüm 15: Birisi onu ta uzaklardan buraya geneleve satmak için mi getirmiş? 

Bölüm 16: “Aylak bir hayat süren cahil, beceriksiz ve kibirli birine mi benziyorum?” 

Bölüm 17: "Genç efendi mutlu olsun yeter." 

Bölüm 18: "Doğru tahmin ettim. Kazandım mı gerçekten?" 

Bölüm 19: Direnmeniz faydasız, kazanmanıza imkan yok. 

Bölüm 20: "Su Bey birbirimize yakıştığımızı düşünmüyor mu?" 

Bölüm 21: Böyle bir adamın şimdiye dek evlenmemiş olmasına şaşmamak gerek. 

Bölüm 22: Fakat çulluk ve istiridyenin kavgasından balıkçının kazançlı çıkmasına izin vermek gerçekten de akıllıca olmaz. 

Bölüm 23: Yıllardır birbirlerine zıt düşmüşlerdi ve uzun yıllar boyunca birkaç kelimeden fazlasını konuşmamışlardı. Şimdi ise aynı odada tokalarını çıkarıyor, saçlarını salıyor, kemerlerini çözüyor ve cübbelerini gevşetiyorlardı. Görüldüğü üzere dünya işleri gerçekten de kararsız ve öngörülemezdi. 

Bölüm 24: Chu Bey, korktuğunuzu söylemeyin bana sakın! 

Bölüm 25: Gerçekten o zamandan beri benden şüphelenmeye mi başladın? 

Bölüm 26: Sahiden taştan yontulmuşsunuz.  

Bölüm 27: Benden hoşlandığını söyledi ve siz hiç kıskanmadınız mı? 

Bölüm 28: Kışın bu günleri gerçekten çok soğuk. 

Bölüm 29: Öyle olsun, bu gece kalkmayı aklınızdan geçirmeyin.  

Bölüm 30: Ancak anlatılan şey, yüreğinizde uçuşarak dans eden binlerce kelebek olduğu ve kanat çırpışlarının insanı karmaşaya sürüklediğidir. 

Bölüm 31: Arabanın önünde aniden döndü. Etekleri uçuşurken ellerini salladı. Bileğindeki gümüş çanlar çınlıyordu. 

Bölüm 32: Araba hızla ilerlerken perdeleri rüzgarla dalgalanıyordu. Pencerenin dışındaki yol boyunca çiçekler açmıştı, bahar manzarası bir tabloyu andırıyordu. 

Bölüm 33: O anda binlerce kelebek kanatlarını kaldırıp havalandı, göğsü kelebek kanatlarının çırpınışlarıyla doldu. 

Bölüm 34: En başından beri bir amaç barındırıyorken kim gerçekten bir piyona aşık olur ki? 

Bölüm 35: Su Shiyu sessizce, uzun uzun ona baktı. Gece esintisi koridordan geçti, pencerenin dışında küçük bir ateş böceği uçuştu. 

Bölüm 36: Onun olması gerekiyordu, ben de verdim.  

Bölüm 37: Orada öleyim demeyin sakın. 

Bölüm 38: Dışarıdaki bahar yağmuru gittikçe şiddetleniyor, Çin parasol yapraklarına düştüğü her seferinde ses çıkararak saçakların altına düşüyordu. 

Bölüm 39: Beni düşündüğünüzü bir kere olsun söylemeyecek misiniz bana gerçekten? 

Bölüm 40: Su Shiyu gülümseyerek ona baktı. Sanki bir su birikintisi, sanki bir dumandı; durgundu, yalındı. 

Bölüm 41: Böyle iyi bir saat ve güzel bir manzara, buluşup ilanıaşk etmek için mükemmel. 

Bölüm 42: Nihayetinde kendi kendine döküldü bu cümle dudaklarından. 

Bölüm 43: Birine çok benziyorsun. 

Bölüm 44: "Önümüzde uzun günler var." 

Bölüm 45: Zafer kazananlar kahraman olurken mağluplar eşkıyalığıyla kalır. 

Bölüm 46: Her şeyinizle bir başkasınız. 

Bölüm 47: Bugünkü durumu görüyor musun? Sanki Su Partisi kendi içinde savaşacakmış gibi. 

Bölüm 48: Neden olmasın? 

Bölüm 49: Gözlerinin önünde kendisi boyunda ahşap bir heykel vardı. 

Bölüm 50: "Su ailem fakir ve basittir benim. Korkarım Chu Bey’i kabul etmeye gücüm yetmez.” 

Bölüm 51: Ben de sizin değil miyim? 

Bölüm 52: "...Birinin bana hekim bey diye seslendiğini ilk defa duyuyorum." 

Bölüm 53: Su Shiyu gözlerini kaldırdığında onun gözlerinin dolup taşan ışığıyla buluştu. 

Bölüm 54: Nehir gibi uzuyor rüyalar, beyefendi dertlendikçe dertleniyorum ben de. 

Bölüm 55: Dilediğin gibi yap, zararı yok. 

Bölüm 56: Çünkü ölemezdim. Yaşamak zorundaydım. 

Bölüm 57: Gece rüzgarı pencereden içeri giriyordu. Işıklar soluyor, sönecekmiş gibi titriyordu. 

Bölüm 58: Bu nazik mi nazik adam ona hiçbir şekilde kızmazdı bile. Fakat onun üzülmesi, görmek istediği son şey bile değildi. 

Bölüm 59: Onun sevgilisi. 

Bölüm 60: Ne var ki ben sadece dokunmakla kalmıyor, okşayabiliyorum da. 

Bölüm 61: Fenerlerin loş, mehtabın sönük olduğu o andı. 

Bölüm 62: O dönmemek üzere ayrılırken hatırası yaşayacaktı. 

Bölüm 63: Rüzgar estiğinde gözleri göklerde dalgalanan sancaklara takıldı. Kızıl mı kızıl “Xia” ismi, üzerlerinde çırpınıyordu. Bir süre sonra Chu Mingyun alaycı bir gülüş sergiledi. 

Bölüm 64: Öyle bir hastalıktı ki etini kemiğini bile ateşiyle eritecekti sanki. 

Bölüm 65: Değerini yitirmiş bir piyona muamele ederken daima böyle acımasız mıydın? 

Bölüm 66: "Aldatan, duyguları istismar eden insanlardan nefret ediyorum." 

Bölüm 67: "Canımdan bir parça o benim." 

Bölüm 68: "Zaman zaman yanlış bir düşünceye kapılıyor, senin gerçekten de böylesi derin duygular beslediğini zannediyorum." 

Bölüm 69: Ne bana kızabilir ne de beni görmezden gelebilirsin. 

Bölüm 70: Cevap tüm açıklığıyla ortaya serilmişti. 

Bölüm 71: Göz diktiğim o bir parçacık mutluluğun da yeter. 

Bölüm 72: Nihayetinde kalbinde yer var mı bana? 

Bölüm 73: Su ailemiz, ister sivil memur olsun ister komutan, ölene dek sadakat gösterecektir. 

Bölüm 74: “Benim için endişeleniyor musun?” 

Bölüm 75:  "Geri adım atmak diye bir şey yok." 

Bölüm 76: Yağmur suları şemsiyenin kenarından aşağı kayarak omzuna damladı. Kış günlerinin buz gibi soğuğu iliklere işliyordu. 

Bölüm 77: “Velhasıl, kafan mı taştan senin yoksa kalbin mi?” 

Bölüm 78: "Neden öldürmüyorsun beni?" 

Bölüm 79: On üç yıl evvelinde neden kılıcımı çekip onun yanında durmadım? Neden şehirden tek başıma kaçıp şimdiye kadar yaşadım? 

Bölüm 80: Hayatı boyu kurabileceği tüm hülyalar yalnız ve yalnız onun uğrunda harcanmıştı sanki. 

Bölüm 81: Esas başmüfettiş noksansız, mükemmel bir adamdı. Fakat şimdiki Su Shiyu’nun bir zayıflığı var artık… 

Bölüm 82: Telafisi olmayacak bir duruma gelmiş değiliz henüz. Neden kendinizi dönüşü olmayan bir yola girmeye zorluyorsunuz? 

Bölüm 83: "...Beni öldürecek değil ya?" 

Bölüm 84: "Kaderi bizzat ben yazacağım." 

Bölüm 85: O adamın tahta oturduğunda aklını yitirdiğini, büsbütün delirdiğini konuşuyordu herkes. 

Bölüm 86: "Kimsenin beni anlamasına ihtiyacım yok." 

Bölüm 87: Batan güneş saçlarına vuruyor, sarayın çiçekliklerindeki yedi kızkardeş güllerinin kokusu süzülüyordu. Bahar rüzgarı henüz dinmemişti. 

Bölüm 88: "Sen de benimsin." 

Bölüm 89: Günler yavaş yavaş geçip giderken uzak sisler altında kalan hikaye, nihayet kaydedilen tarihte kimselerin bilmediği belirsiz bir sıcaklığa dönüşüyor. 

 

 

Ekstra 1: “Yalnızca bunu istiyorum.” 

Ekstra 2: Sayısız insan büyüyüp yaşlılığa erişiyor, hayat sonsuza dek devam ediyordu. 

Ekstra 3: Aslında Chu Yuan yalnızca Su Shiyu'ya benzemekle kalmıyordu. Onun sisli yağmurları yansıtan gözleri Chu Mingyun’a geçmişteki kendisini de hatırlatıyordu.