Lupin'de Ara

ricam var

Arkadaşlar lütfen okurken yorum da yapar mısınız (anonim de yapabilirsiniz) ağladığınızı okumaya ihtiyacım var

Son Bölümler: Qian Qiu Radyo Dizisi

Son Bölüm

Yeni danmei!! Kötü Adam Olarak Nasıl Hayatta Kalınır - 66. bölüm yüklendi.

Bölüm 53: Bunu Yanlış Anlamış Olmalı

Her ikisi de Marki Konağı'nın ana salonunda saygıyla karşılandı. Kısa bir süre sonra zarif brokarlar giymiş genç bir adam geldi.

Wuning Markisi diz çökerek onu selamladı. “Majesteleri, hangi sebeple mütevazı evimi varlığınızla şereflendirmeye geldiniz?”


Mütevazı… mütevazı ev mi?


Xiao Yuan etrafına bakındı.


Pekâlâ, nasıl rahat ediyorsan.


Xiao Yuan konuyu irdelemekle uğraşmak istemedi. “Borç para almak istiyorum.”


Wuning Markisi yanlış duyduğunu düşündü. “Borç... ne?”


“Para.”


Wuning Markisi'nin zihninde fırtınalar esti.


İmparator ne demek istiyordu? Bunu kasıtlı olarak onu sınamak için mi yapıyordu? Yoksa onunla alay etmeye mi çalışıyordu? Ve borç para almak? Borç almak mı? İmparatorun bu kelimeyi kullanmasına gerek var mıydı? Ne kadar borç almak istiyordu ki? On bin tael altın yeterli olur muydu? Bu meblağı kendisi için alabilse bile biraz canı yanardı.


“Ne diyorsunuz Majesteleri? Neden borç almak istiyorsunuz? Majestelerinin ne kadar paraya ihtiyacı var?” Wuning Markisi temkinli bir şekilde sordu.


“Oldukça fazla.”


Wuning Markisi'nin kalbi kanamaya başladı, on bin tael yeterli olmayacak mıydı?


“Yüz tael.”


“Ne kadar? Yüz tael mi?”


“Evet, yüz tael altın. Çok mu fazla?”


“Hayır, hiç de değil, hazırlaması için birini çağıracağım.” Wuning Markisi neler olup bittiğini anlamadan ana salondan dışarı çıktı. Hemen bir adamını çağırdı ve ikisi bu garip durum hakkında konuştu. Nihayet bir sonuca vardılar.


Majesteleri, o...


Arzularını çok uzun süredir dizginlemiş olmalı!!!


Genç imparator, merhum imparatora karşı evlatlık görevini yerine getirmek için altı kökünü* saflaştırmak zorundaydı. Bu yıl doğum günüydü, ender rastlanan bir gündü, ve bazı düşüncelerden kaçınmak zordu. Sarayda uygunsuz şeyler yapmaktan endişe ettiği için, bu düşüncelerle hareket edebilmek için gizlice dışarı çıkmış olmalıydı!


*[Sorunlardan arınma durumuna ulaşmak için göz, kulak, burun, dil, beden ve zihinden oluşan altı duyu organının neden olduğu arzuların ortadan kaldırılmasını ifade eden Budist terimi.]


Evet, durum bu olmalıydı!


Wuning Markisi zekasından son derece memnuniyet duydu. Kendinden emin bir şekilde adamını gerekli hazırlığı yapması için gönderdi ve ardından ana salona geri dönerek Xiao Yuan'a şunları söyledi: “Majesteleri, yüz tael altını hazırlaması için birini gönderdim, ancak Majesteleri ile görüşmek istediğim bir şey daha var.”


Xiao Yuan şaşkınlıkla sordu: “Hm? Sorun nedir?”


Wuning Markisi saygıyla eğildi ve şöyle dedi: “Bugün Majestelerinin doğum günü, bir hediye hazırlamıştım. Hediyeyi ziyafetten sonra Majestelerine sunmak istiyordum ancak talihsiz koşullar nedeniyle ziyafet aceleyle sona erdiğinden bu dileğimi yerine getiremedim. Şimdi Majesteleri şans eseri bu naçizin evine şeref verdiğine göre, yetersiz hediyem kabul edilirse çok memnun olurum.”


Xiao Yuan kendi evindeymiş gibi rahattı. “Pekala.”


“Majestelerini benimle gelmesi için rahatsız edeceğim.”


Xiao Yuan ve Yan Heqing birbirlerine bakıp Wuning Markisi’nin peşinden gittiler.

Wuning Markisi’nin konağı, oymalı parmaklıkları, boyalı binaları, taş döşeli bahçeler ve lotus göletleriyle lüks ve görkemliydi. Xiao Yuan, Wuning Markisi'nin bazı rüşvetleri kabul etmiş olması gerektiğini düşünerek etrafına bakınıyordu.


Üçü avludaki koridordan geçerek doğu kanadındaki odanın kapısında durdu. Wuning Markisi bir davet jesti yaptı ve Xiao Yuan kafası karışarak kapıyı açtı. Yan Heqing hemen arkasından gelerek içeri girmeye niyetlendi fakat Wuning Markisi tarafından durduruldu. “İmparatorluk muhafızı kardeş, lütfen sen dışarıda bekle.”


Xiao Yuan sordu: “O benimle gelemez mi?”


Yan Heqing kaşlarını çattı, oldukça soğuk görünüyordu.


Wuning Markisi cevap vermedi, sadece manidar bir gülümseme takındı.


Onun gülüşüyle Xiao Yuan’ın tüyleri diken diken oldu. Onu neyin karşılayacağını belli belirsiz tahmin etti.


“O zaman beni dışarıda bekle.” Xiao Yuan, Yan Heqing'in omzunu sıvazladı.


“Tamam.” Yan Heqing başını salladı ve Xiao Yuan'ın kanat odasının içine yürümesini izledi.


Kanat odası çok büyüktü ve etrafı hoş kokulu bir dumanla çevriliydi. Dış salon her türden ve nadir bulunan kaligrafi, resim ve hazinelerle doluydu. Xiao Yuan dış salondan geçip iç odaya girdi ve aniden durdu.


Büyük yatağın üzerinde kırmızı tüller birbirine dolanmıştı. Yatak darmadağındı. Kırmızılar içinde gevşekçe giyinmiş iki güzelin vücutları iç içe geçmiş, tenleri birbirine sürtünüyordu. İkisi de büyüleyici görünüyordu ve nefes nefese kalmışlardı, ipek gibi gözleriyle doğrudan Xiao Yuan'a bakıyorlardı.


Xiao Yuan sırıttı, böbreğini ovuşturdu ve arkasını dönerek iki güzeli yatakta sersemlemiş halde bıraktı.


Kanat odasının dışında, Xiao Yuan kapıyı arkasından henüz kapatmışken, Wuning Markisi aniden Yan Heqing'e yaklaşarak fısıldadı: “Güney Yan Krallığı Prensi, Yan Heqing.” Yan Heqing açıkça şaşkına dönmüştü.


“Prens Yan, imparatorun etrafında olmak zahmetli olmalı.” Wuning Markisi gözlerini hafifçe kıstı, ses tonu belirsizdi.


Yan Heqing'in gözleri hafifçe açıldı, gözleri inanamayarak titredi. Aniden vücudunun yan tarafında duran kılıcın kabzasını kavradı, ince dudakları hafifçe büzüldü, gözlerindeki duyguları bastırdı, bakışları son derece derin ve karanlık hale geldi.


Wuning Markisi ileri doğru bir adım daha attı, vücutları neredeyse birbirine değiyordu. Wuning Markisi gülümseyerek elini Yan Heqing'in kılıcı tutan elinin üzerine koydu. Bu duruş ve hareket son derece samimiydi ama Yan Heqing öfkelenmedi, aksine şoke oldu.


Çünkü elinin içine bir şey koymuştu.