Lupin'de Ara

Son Bölümler: Qian Qiu Radyo Dizisi

Qian Qiu Radyo Dizisi -- 2. Sezon -- 4. bölüm yüklendi. (Bilgisayardaki bir sıkıntı nedeniyle devam edemiyorum.)

Son Bölüm

Qian Qiu yeni ekstra!! Geçmiş Günler yayınlandı!!

Bölüm 32: Congxin ve Tanrıçası

 




Shu Yanyan ile Qiu Congxue arasındaki kavganın nedeni çok basitti: Qiu Congxue, Baili Qingmiao'yu Yeraltı Ateşi Köşkü’ne göndermiş ve görevine devam etmek üzere ana sunağa dönmüş, bu sırada Shu Yanyan’a rastlamıştı. Shu Yanyan Qiu Congxue'nin hala hayatta olduğunu bilmiyordu, bir an için kendine gelemeyerek gözlerini alamadan ona uzun uzun bakmıştı.


Qiu Congxue artık gezgin bir ölümsüz olduğundan siyah cübbesinin altında tam bir vücuda sahipti. Ürkütücü beyaz kemik yığınını ve etrafında tuttuğu kana susamış hayaletleri kaybetmişti, bu yüzden kendini biraz aşağılık hissediyordu. Bir hayalet yetiştiricisi olarak itibarının zedeleneceğinden korkarak Yeraltı Ateşi Köşkü'ndeki tüm astlarından kaçınmıştı.


Shu Yanyan'ın ona baktığını görünce hemen alay edildiğini varsaymış ve "Sen kimsin de bana bakıyorsun?" demişti sinirle.


Shu Yanyan başını gururla kaldırarak, "Bakarken sana mı soracağım?" demişti. "Bu muhafızın sana bakması senin için bir onurdur."


Böylece ikili kavga etmeye başlamışlardı. Gerçekten başka bir şey yoktu.


Wenren E, Yin Hanjiang ile birlikte geldiğinde Qiu Congxue, Shu Yanyan'ı dağın yamacında kovalarken Sunak Ustası Ruan arada bir gizlice saldırarak, "Bu kadar çok iğrenç astın olduğu için sana bir ders vereceğim! Sike... öldüreceğim seni!” diyordu.


Bu kısa sürede Sunak Ustası Ruan dilini düzeltmeyi öğrenmişti. Wenren E memnuniyetle başını salladı. Onun Xuanyuan Tarikatı nihayet şekilleniyordu.


"Durun." Wenren E sesini yükseltti, bir elinde Yedi Ölüm baltalı kargısı vardı. Üçü, Mahayana aşamasındaki bir yetiştiricininkini çok aşan bir baskı hissetti ve Wenren E'nin şu anda tam olarak hangi seviyede olduğunu belirleyemedi. Hemen kavga etmeyi bıraktılar ve önünde diz çöktüler.


"Lordum, bu ast..." Qiu Congxue ağzını ilk açan olmuştu.


"Rabbin biliyor," dedi Wenren E. "Bir süre ana salonda kalabilir ve mesele tamamlandığında Baili Qingmiao'yu Shangqing Tarikatına geri götürebilirsin."


"Lordum, benim Yeraltı Ateşi Köşküme ne dersiniz..." Qiu Congxue nadir görülen bir tereddüt gösterdi. "Boş verin, Shi Congxin’de kalması daha iyi."


Şu anda Xuanyuan Tarikatında biraz garip bir konumda bulunuyordu. Qiu Congxue kavgalarında Shu Yanyan'ı kolayca yeniyordu ve muhtemelen Wenren E dışında Xuanyuan Tarikatındaki en güçlü kişiydi. Ancak şimdi dört sunak ustası ve iki muhafız pozisyonları tamamen doluydu. Qiu Congxue, Sunak Ustaları Yuan ve Ruan'a baktı ve yerlerini çalmak için kimi öldürmesi gerektiğini düşünmek için beynini zorladı.


Sunak Ustası Yuan onun bakışlarından tüylerinin diken diken olduğunu hissetti ve hemen konuşmaya başladı. "Lordum, ana salon birçok farklı meseleyi halletmek ve diğer sunak ustaları ile işbirliği yapmak zorundadır. Sunak Ustası Qiu'nun beyni, yani mizacı, onu yönetmek için uygun değil. Bana sorarsanız Sunak Ustası Ruan'ın Tosbağa Kabuğu Köşkü daha uygun."


"Tam bir entrikacısın, değil mi?" dedi Sunak Ustası Ruan bir hışımla.


Wenren E "Endişeye gerek yok," dedi. "Rabbiniz çoktan bir karar verdi. Sunak Ustası Qiu harika hizmetler sundu, derhal tarikat muhafızı olarak terfi ettirilecek ve dört sunak ustasının üstünde yer alacak." dedi.


Shu Yanyan'ın yüzü kaskatı kesildi. Wenren E'ye meydan okumaya cesaret edemedi ve doğruca Sunak Ustası Yuan'a baktı, gözleri katılaşmış zehir gibiydi. Tarikat muhafızı olamıyorsa en azından ana salonun efendisi olabilirdi.


Sunak Ustası Yuan'ın yüzünden aşağı ter damlıyordu. Qiu Congxue'nin çok zeki olmadığı bahanesini kullanabilirdi ama Muhafız Shu konusunda ne yapabilirdi ki?


Wenren E, "Rabbiniz sol muhafızlık konumundan bahsediyor." dedi.


Shu Yanyan ve sunak ustaları bir nefes verdi. Qiu Congxue de terfi edeceği ve Shu Yanyan ile aynı seviyeye geleceği düşüncesiyle o kadar tatmin olmuştu ki aşağılık kompleksi nihayet biraz olsun hafiflemişti.


Yin Hanjiang Wenren E'ye derin derin baktı. Sol muhafız olarak konumunu kaybetmekten hiç endişe duymuyordu, statü veya güç hiçbir zaman umurunda olmamıştı, bunlar Muhafız Shu ve sunak ustalarının uğruna savaştığı şeylerdi, ne var ki lordu bunları sadece ona sunacaktı.


Yin Hanjiang'ın bakışını hisseden Wenren E, "Eski sol muhafız Yin Hanjiang artık Xuanyuan Tarikatının Tarikat Lideri Vekili olacak. Bundan sonra onun sözleri benim sözlerim sayılacak.” dedi.


Beklendiği gibiydi. Yin Hanjiang sakince başını eğdi. Lordu işte böyle bir insandı.


Shu Yanyan kaşlarını çattı, bir şeylerin yanlış olduğunu hissediyordu. Ancak Wenren E, Vekil Yin ve Sunak Ustası Miao ile birlikte Yeraltı Ateşi Köşkü’ne gittiğinde eskiden kendi seviyesinde olan Yin Hanjiang'ın şimdi üstünde olduğunu, Qiu Congxue'nin ise şaşırtıcı bir şekilde kendi seviyesinde olduğunu ve kendi statüsünün yükselmek yerine düştüğünü açık bir şekilde fark etti.


Başlangıçta Qiu Congxue'nin hayatta kaldığını öğrendiği için mutluydu ama şimdi...


Sol ve Sağ Muhafızlar birbirlerine baktı, her ikisi de birbirlerinin gözlerindeki düşmanlığı görebiliyordu.


Wenren E yeni sol muhafız ile sağ muhafız arasındaki sevgi-nefret ilişkisine aldırış etmedi. Işık parlaması daha yavaş olan Sunak Ustası Miao'yu geride bırakarak Yin Hanjiang ile birlikte Yeraltı Ateşi Köşkü'nün eteklerine uçtu, yere indi ve "Muhafız Yin... hayır, Vekil Yin, son zamanlarda moralin bozuk görünüyordu. Rabbinin düzenlemelerinden memnun değil misin?” diye sordu.


Shu Yanyan olsaydı lordunun bu cümlelerle ne demek istediğini, kendisinden memnun olup olmadığını ve nasıl yanıt vermesi gerektiğini ayırmaya başlayacaktı. Ancak Yin Hanjiang bunların hiçbirini düşünmedi ve dürüstçe cevapladı. "Artık lorduma bir adım daha yakın olduğu için bu ast sevincini nasıl ifade edeceğini bilemiyor, nasıl memnuniyetsiz olabilir?"


"Neden son zamanlarda benden daha da uzaklaştığını hissediyorum?" Wenren E Yin Hanjiang'a yakından baktı ama Yin Hanjiang başını öne eğmiş, yüzünü göstermiyordu. Wenren E biraz hoşnutsuzlukla, "Rabbin diz çökmenden ve başını eğmenden, senin yüzünü görememekten hoşlanmıyor.” dedi.


Yin Hanjiang itaatkar bir şekilde başını kaldırdı ve doğrudan Wenren E'ye baktı. Gözleri son derece karmaşık duygularla doluydu. Hayranlık gibi görünüyordu ama Wenren E'nin anlayamadığı başka şeyler de vardı.


"Böylesi daha iyi," dedi. "Artık tarikat lideri vekilisin. Sözlerin ve eylemlerin rabbini temsil ediyor. Biraz ruh göster.”


"Anlaşıldı." Yin Hanjiang'ın ifadesi giderek daha kararlı hale geldi.


Lorduna karşı olan hisleri lorduyla ilişkisini etkilemeyecekti. Yin Hanjiang'ın kalbindeki en önemli kişi Wenren E'ydi, bu konuda hiçbir şey değişmemişti ve bu yeterliydi.


Wenren E, Baili Qingmiao ile Zhongli Qian’ın durumu hakkında çok endişeliydi, bu yüzden kendisini ve Yin Hanjiang'ı gizledi ve Baili Qingmiao'nun tutulduğu odaya gitti.


Baili Qingmiao gözleri bağlı bir şekilde tahta bir yatağa bağlanmış ve düz bir şekilde yatıyordu; yatağın yanındaki sandalyede ise Sunak Ustası Shi oturuyordu.


Yeraltı Ateşi Köşkü sürekli olarak yin enerjisiyle örtülüyordu ve güneş ışığı doğrudan içeri giremiyordu, bu yüzden öğle vakti bile kasvetle doluydu. Sunak Ustası Shi masanın üzerine bir gaz lambası koydu, iki kez hafifçe öksürdü ve bir iğne çıkarıp ucunu lambanın alevi üzerinde ısıttı.


"Kimsin sen?" Baili Qingmiao'nun sesinde hafif bir titreme vardı, göğsü gergin bir şekilde inip kalkıyordu ama yine de güçlü bir şekilde, "Ustam nerede? Ustama ne yaptın? Eğer onun saçının teline zarar vermeye cüret edersen ileride bunu bana on kat fazlasıyla ödeteceğim!" dedi.


“Öhö öhö öhö!” Shi Congxin daha konuşamadan öksürmeye başladı. Sakinleştikten sonra, “Ona dokunacak cesareti kim kendinde bulabilir? Şu an kendin için endişeleniyor olmalısın." dedi.


Eline iki iğne aldı, birini Baili Qingmiao'nun orta parmağının ucuna batırdı ve iki damla kan aldı. Baili Qingmiao'nun kanını bir kenara bıraktıktan sonra üzerinde Zhongli Qian'ın kanı olan diğer gümüş iğneyi çıkardı ve Baili Qingmiao'nun göz bağını çözdü.


Baili Qingmiao gözlerini açtığında karanlık bir odada olduğunu ve yanında hasta yüzlü bir adamın oturduğunu gördü. Adamın yüzü henüz yirmili yaşlarındaydı, çok gençti, son derece beyaz bir teni vardı, o kadar beyazdı ki lambanın loş ışığında parmakları yarı saydam görünüyordu.


Üzerinde siyah bir pelerinle bembeyaz tek bir cübbe vardı, koyu kahverengi kürk yakası yüzünü daha da solgun gösteriyordu. Elindeki iğneye dikkatini vermişken uzun kirpikleri indirilmişti. Sessizce bir büyü okuyarak serbest eliyle Baili Qingmiao'nun daha önce hiç görmediği bir hızla birkaç el işareti yaptı, öyle ki hareketleri bulanık görünüyordu.


"Hazır!" Shi Congxin bir narayla işaret ve orta parmaklarını gümüş iğneye doğrulttu, büyü tamamlanmıştı.


Bir sonraki adım Baili Qingmiao'nun gözlerine iki damla kan damlatmaktı ve bundan sonra nerede olursa olsun göreceği ilk şey her zaman Zhongli Qian olacaktı.


"Aklıma geldi de, bunca yıllık büyücülük hayatımda ilk kez böylesine tuhaf bir büyü talebi duyuyorum." Sunak Ustası Shi kanı damlatırken mırıldandı. "Lordumuz gerçekten de anlaşılmaz bir adam."


Önce sol gözüne damlattı, ardından sağ gözüne geçtiğinde eli o kadar şiddetli sarsıldı ki ikinci kan damlası Baili Qingmiao'nun sağ gözüne girmeyerek burnunun ucundan aşağı kaydı.


"Sorun ne?" Sunak Ustası Shi bir deri bir kemik kalmış elini kaldırarak evirip çevirdi. "Tuhaf, neden titredi ki?"


"Bana ne yaptın? Gözüme ne koydun?!" Baili Qingmiao gıcırdayan dişlerinin arasından, gözyaşlarını zorlukla tutarak konuştu.


Gözyaşları onu önemseyen insanlar içindi, düşmanlarının önünde zayıflık göstermek için değil! Baili Qingmiao sık ağlayan biri olmasına rağmen böyle bir zamanda bu kadar anlamsız bir şey yapmazdı.


"Bir terslik var." Sunak Ustası Shi'nin gözleri Baili Qingmiao'nun yüzüne takıldı ve aniden dondu.


Dışarıdan izleyen Wenren E de Shi Congxin'de bir sorun olduğunu hissetti. Hızla Sadomazoşistik Güzellik'e göz attı ve içindeki kelimelerin çılgınca değiştiğini gördü.


Orijinal kitapta He Wenzhao'nun Ziling Köşkü’nün efendisi ile evlendiği gün Baili Qingmiao, Zhongli Qian'ın yardımıyla kaçmıştı ve isimlerini birbirlerine söyledikten sonra ondan ayrılmıştı. Düğün gecesi kendisine her zaman değer vermiş olan Wenren E ile karşılaşmıştı. Wenren E o acı gecede onunla birlikte oturmuş ve ona bir tanrı olarak Çoban ile Dokumacı Kız yıldızlarını bir araya getireceğine söz vermişti.


Bugün He Wenzhao ve Liu Xinye'nin düğün günüydü fakat Baili Qingmiao'nun yanında ikinci bir erkek veya üçüncü bir erkek yoktu, sadece büyü yapmakla meşgul olan Shi Congxin vardı.


Wenren E sayfadaki kelimelerin şu hale gelmesini izledi: “Shi Congxin, Baili Qingmiao'nun yaşlarla dolu yüzüne baktı, onun zayıf ama kararlı ifadesinden etkilenmişti. Ateşin ışığında Baili Qingmiao'nun bedeni ince bir ilahi ışık tabakasıyla sarılmış gibiydi. Shi Congxin'in kalbi kargaşa içindeydi.”


Wenren E: “…”


Yine ilahi ışıktı. Shi Congxin de ilahi ışığı görebiliyor muydu? Ayrıca bu pasaj belli ki daha önce Wenren E için yazılmıştı, şimdi sadece adı değiştirilerek açıkça Shi Congxin’e uyarlanmıştı.


Bu pasaj Shi Congxin'in zihninde de belirmişti. Baili Qingmiao'nun yüzünü yakından inceleyerek lambayı kaldırdı, ardından kaderini okumak için parmaklarına dokundu. Cevabını aldığında şiddetli bir şekilde öksürmeye başladı.


O kadar şiddetli öksürüyordu ki sanki ciğerlerini sökecek gibiydi. Baili Qingmiao bile bu ses karşısında telaşlandı, yanındaki kişinin öksürerek öleceğini hissetti.


Wenren E kaşlarını çattı. Yin Hanjiang hayalet maskesini taktı ve bir anda odanın içinde belirdi. Bir eliyle Shi Congxin'i tutup dışarı sürükleyerek Baili Qingmiao'yu içeride yalnız ve şaşkın bir halde bıraktı.


"Lordum, öhö öhö öhö... " Shi Congxin sertçe öksürdü ve ancak uzun bir süre sonra kendine geldi. Nefes nefese, "Görünüşe göre bu ast ona karşı hareket edemiyor." dedi.


"Neden?"


"Bu ast insan imtihanının yedi biçimi arasında hastalık geliştirir - doğum, yaşlılık, hastalık, ölüm, dargınlık, ayrılık ve arzu. Bu Budizm'den kaynaklanan bir ilkedir, onu geliştirenler daha yüce bir yola ulaşmak için bedenlerinin her türlü hastalık ve rahatsızlığa maruz kalmasına izin vermeli, insan imtihanının derinliklerini deneyimlemelidir. O anda o kıza baktığımda bir tanrının gücünü hissettim.”


"Sanki bu astın üstü olması gerekiyordu, Sunak Ustası Qiu'dan ve lordumuzdan daha yüksek - hayır hayır hayır, lordumuzdan daha yüksek değil. Bu ast ona baktığında sanki... Sunak Ustası Miao'nun gu böcekleri kraliçelerine baktığında ne hissediyorsa onu hissetti. Onun için yaşayıp ölmek ve onun için her şeyden vazgeçmek istiyormuşum gibi...”


Wenren E: “…”


Baili Qingmiao önceki hayatında felaketlere, hastalıklara ve savaşlara hükmetmişti; yani Shi Congxin'in yolunun kaynağıydı. Gelecekte tanrılığa yükselmiş olsa bile sadece Baili Qingmiao'nun astlarından biri olacaktı.


Sonraki Bölüm


Yazar Notu:


Bugünkü bölümde, Muhafız Shu ve Usta Qiu arasındaki mücadelenin hikayesi -


Usta Qiu: Neye bakıyorsun?

Muhafız Shu: Sana bakıyorum.

Usta Qiu: Kim dedi sana bak diye?! Yere baksana!

Muhafız Shu: Sana bakıyorum, ne olmuş?

Usta Qiu: Bana tekrar bakmayı dene bir!

Muhafız Shu: Buyur deniyorum!

Usta Qiu: Devam et!