Wenren E kızgın değildi. Olay örgüsünün kafa yapısına çoktan alışmıştı. Gerçekliğin zaman zaman asıl olay örgüsünün olaylarıyla uyum sağlaması gerekmesi yeterince normaldi.
Hikayenin olaylarını çarpıtıyor, göklere meydan okumaya ve kaderi değiştirmeye çalışıyordu, ancak asıl kader hala direniş gösteriyordu. Bu koşullar altında, asıl hikayenin zaman zaman başlangıçta ilgisi olmayan bazı karakterlerde kendini göstermesi oldukça doğaldı.
"Peki, Baili Qingmiao'ya sadakat hissediyor musun?" diye sordu Wenren E.
Aniden aklına Zhongli Qian'ın artık tek seçenek olmadığı geldi. Shi Congxin... Wenren E Sunak Ustası Shi’yi dikkatlice değerlendirdi. Hastalıklı teninin dışında görünüşü fena değildi. Sunak Ustası Shi’nin durumunda, o hastalık qi'sini özgürce kontrol edemeden önce onunla çifte xiulian yapan herhangi biri hastalıklarından ölürdü ve yalnızca hayalet yetiştiriciler onun etrafında güvenli bir şekilde kalabilirdi. Bu yüzden Wenren E onu Yeraltı Ateşi Köşkü'ne göndermişti.
Shi Congxin'in hastalık qi'sine yalnızca kadın kahramanın bağışık olması mümkündü. Bu birbirlerine uygun oldukları anlamına gelmiyor muydu?
Wenren E Baili Qingmiao için seçtiği yedeğe hoş bir şekilde baktı. Beklenti dolu bakışlarını hisseden Shi Congxin aceleyle başını salladı ve "Öhö öhö, bu nasıl ast olabilir? Bu ast, yalnızca lordumuza sadıktır." dedi.
Yani Wenren E bugün iblis lordu olduğu için Shi Congxin Wenren E'ye sadıktı. Yarın Shu Yanyan bir başarılı darbe yaparsa Shi Congxin'in iblis lorduna olan sadakati sarsılmazdı. Bunda bir sorun yoktu, Xuanyuan Tarikatına sadakati kesindi.
Wenren E hemen ilgisini kaybetti ve ona elini salladı. "Madem ona hiçbir şey yapamıyorsun şimdilik Baili Qingmiao'yu bırak. Gidip Zhongli Qian'a büyü yap."
Shi Congxin çabucak uzaklaştı. Odasının penceresinden Baili Qingmiao'ya bir göz attı ve hafifçe başını salladı. İçten içe bu kadına yardım etmek istiyordu... ama emri lordu vermişti. Gelecekte, daha az önemli bir konuda ona yardım edebilirdi.
Onun ifadesini gören Wenren E büyük bir hayal kırıklığına uğradı ve başını salladı. "Rabbinin emirlerine bile karşı gelip benim arkamdan birini kurtaramaz. Tamamen güvenilmez!”
Oraya yeni varmış olan Sunak Ustası Miao: “...”
Lordu emirlerine karşı gelmeyi güvenilir mi buluyordu? Bu durumda Muhafız Shu'nun konumunu koruyabilmesi anlam kazanıyordu. Bu bakımdan Wenren E'nin arkasından iş çevirmek söz konusu olduğunda Miao Qiuqing gerçekten de daha aşağıdaydı.
Sunak Ustası Miao odaya girdi, Baili Qingmiao'nun gözlerini tekrar bağladı, gu böceğini ona yedirdi, sonra Zhongli Qian'a da koymak için ayrıldı.
Shi Congxin tarafından büyülenmesi ve Sunak Ustası Miao tarafından içine bir böcek yerleştirilmesi süreci boyunca Zhongli Qian uyanıktı ve onunla ilgili bir şey yaptıklarının farkındaydı. Yine de korkmuyordu, aslında biraz rahatlamıştı. Wenren E'nin onu Zhongli klanına karşı kullanacağından ya da ölümlüler dünyasındaki itibarını bilginleri yoldan çıkarmak için kullanıp kendi gücünü artırmak için şeytani bir tarikat kuracağından endişeliydi.
Şimdiye kadar bunların hiçbiri olmamıştı. Zhongli Qian çok fazla kitap okumuştu ve Baili Qingmiao'dan daha fazla pratik bilgiye sahipti. Kan damlaları gözlerine düştüğünde bunun bilincini hiçbir şekilde etkileyecek bir şey değil, kanın ait olduğu kişiyi takip ettiği için bir büyü olduğunu anladı. Sunak Ustası Miao onu gu böceğini yutmaya zorladığında onun iki kişinin duygularını birbirine bağlayabilen bir tip kalp bağlayan böcek olduğunu anladı. Çoğunlukla Miao kadınları tarafından kocalarının duygularını bilmek için kullanılan bir tür aşk gu'suydu.
Miaoların kalp bağlayan böcekleri yaratmasının sebebinin Miao kadınlarının, kocaları bir aşk gu’sunun etkisi altında onlara aşık olsalar bile başka kadınlarla ilişkiye girmelerini engellemeyeceğini keşfetmeleri olduğu söylenirdi. Bazı erkekler şehvet ve aşkı o kadar net bir şekilde birbirinden ayırabilirdi ki aynı anda hem bir kadını sevip hem de bir başkasıyla seks yapabilir ve sonrasında o kişiyi tanımıyormuş gibi davranabilirlerdi.
Miao kadınları kocalarını tamamen kontrol edebilmek için kalp bağlayan böceği yaratmışlardı, böylece kocası başka bir kadına arzu duyduğu anda kadın bunu anlayacaktı.
Zhongli Qian bu böceğin de bilincini etkilemeyeceğini fark etmişti. Kraliçeye tabi değillerdi, sadece birbirlerini hissedebiliyorlardı ve bu çift yönlüydü. İradesi güçlüyse karşı tarafın etkisinden kurtulabilir, hatta duygularını bastırabilirdi.
"Wenren Bey bu iki şeyin beni kontrol edemeyeceğinin farkında olmalı, öyleyse amacı ne? Onun için birini takip etmemi istiyor olabilir mi?” diye sordu Zhongli Qian. “Takip konusunda özel bir becerim yok. Benim yerime bir uzman bulabilirdi.”
Zhongli Qian zeki bir adamdı, son günlerde Wenren E'nin ne yapmaya çalıştığını ve ne amaçla yaptığını düşünüyordu. Yeraltı Ateşi Köşkü'nde geçirdiği süre boyunca sayısız olasılığı düşünerek kendisine karşı birden fazla satranç oynamıştı, ancak bu noktada hepsinin yanlış olduğu belli olmuştu.
Sunak Ustası Shi, "Lordumuz bizim tahmin etme yeteneğimizin ötesinde, derin ve anlaşılmazdır." dedi. "Genç Efendi Zhongli’nin sadece emirlere itaat etmesi daha iyi olur, öhö öhö öhö.”
Sunak Ustası Shi'den daha fazla kıdeme sahip olan Sunak Ustası Miao biraz daha fazlasını biliyordu. Baili Qingmiao'nun Qiu Congxue tarafından çalınan Wenren E'nin gözde öğrencisi olduğunun farkındaydı. Ayrıca kalp bağlayan böceğin ne işe yaradığını da biliyordu ve Wenren E’nin Sunak Ustası Shi için "güvenilmez" dediğini duymuştu. Parçaları bir araya getirdiğinde lordunun, öğrencisini geri alabilmek niyetiyle Qiu Congxue'den kurtulmak için Zhongli Qian'ı kullanmayı planladığını düşündü.
Elbette ki düşüncesini Zhongli Qian'a söylemedi ve görevini tamamladıktan hemen sonra ayrıldı. Wenren E’ye kalp bağlayan böcekleri nasıl çıkaracağını çoktan anlatmıştı, bu yüzden artık geri kalan her şeyi Wenren E'ye bırakabilirdi.
İki sunak ustası gittikten sonra Baili Qingmiao iplerinden kurtulmaya çalıştı. Odadan gizlice çıktı, dikkatlice etrafına baktı ve bölgede kimseyi göremedi. Kaçmak yerine Usta Qingxue'yi aramak için yerleşkenin daha derinlerine gitti.
Baili Qingmiao aptal değildi. Hücresine gelen iki kişi ondan çok daha yüksek seviyedeydi, yani sadece Gelişen Ruh aşamasındaki birinin kendi başına kaçmasının hiçbir yolu yoktu. Bir plan yapmaları ve sonra kaçmaları gerekiyordu. Doğruca bir tuzağa düşmek yerine gidip ustasını bulsa iyi olurdu. Usta Qingxue gezgin bir ölümsüzdü, onunla birlikte Baili Qingmiao'nun kaçma şansı çok daha yüksek olacaktı.
Wenren E, Baili Qingmiao'nun çıkışa doğru kaçacağını düşünmüştü. Dışarıda bir illüzyon dizilimi vardı ve o yoldan giderse, hangi yoldan yürürse yürüsün onu Zhongli Qian'ın odasına götürecek hayalet bir duvara çarpacaktı. Düşündüğünden daha zeki olduğunu kim bilebilirdi?
"Garip. Baili Qingmiao bu kadar zeki miydi?” Wenren E kaşlarını çattı, sanki her zaman planlarından bir şeyler sapmış gibi hissediyordu.
Eğer Baili Qingmiao çıkışa yönelmiş olsaydı Zhongli Qian'ı hiçbir engelle karşılaşmadan bulabilirdi ama o içeriye doğru ilerliyordu ve Yeraltı Ateşi Köşkü’nün derinlikleri sayısız hayalet uygulayıcı ile dolup taşıyordu!
Daha birkaç adım atmıştı ki bir hıçkırık sesi duydu. Aceleyle oraya gitti ve kırmızı bir cübbeli, dağınık saçlı birini bir odanın köşesine çömelmiş ve acınası bir şekilde ağlarken buldu.
Baili Qingmiao ağlama sesini duyunca kendini tutamayıp yanına gitti ve karşısındaki kişinin omzunu hafifçe okşayarak "Hanımefendi, sen de burada yakalananlardan biri misin?" diye sordu.
“Ühühühühüühühü…” Kırmızılı kişi sadece ağladı, ciğerleri titrermiş gibi, çok üzgün ve kalbi kırılmıştı.
Baili Qingmiao bu kızın başına ne kadar korkunç bir şey gelmiş olabileceğini merak ederek acı duydu ve Usta Qingxue için daha da endişelendi.
"Ühühüüh, onlar, sonunda onunla buluşmam için beni seçtiler, neden ben, ühühüüh…" diye ağladı kırmızı cübbeli kişi. "Akranlarımdan pek çoğu Sunak Ustası Ruan'a yakın olmak istiyordu zaten, onları alsalardı ya! Ben istememiştim!”
"Seni ne yapmaya zorladılar?" Baili Qingmiao kızın hassas noktasına dokunmaktan korkarak temkinli bir şekilde sordu.
"Onlar... zorla beni..." Kişi o kadar çok ağlıyordu ki bir an konuşamadı. Yavaşça arkasını döndü ve başını kaldırdı. "En çirkin görünümlü olduğumu söylediler ve beni Sunak Ustası Ruan'ı öpmeye zorladılar."
"Ahhh!" Baili Qingmiao diğerinin yüzünü görünce çığlık atmasına engel olamadı. Göz yuvarları yuvalarından sarkıyordu, eti çürüyordu ve dilin içinde kurtçuklar geziniyordu. Dahası bu kişi… bir erkek gibi görünüyordu.
Kırmızı cübbeli kişi Baili Qingmiao'yu kolundan tuttu ve ona doğru emekledi. Kendi yüzünü göstererek, "Ben... Sunak Ustası Ruan'la birlikte olmaya gerçekten isteksiz değildim, ama bana hakaret etti ve böceklerimi ona bulaştırdığımı söyledi. Bak bunlar benim yetiştirdiğim tatlı bebekler! Sence çirkinler mi? Ne kadar tombul olduklarına bir bak! Çok sevimliler!” dedi.
"Ah!!! Sakın bana dokunma!" Baili Qingmiao diğerini uzaklaştırmak için tüm ruhani enerjisini kullandı. Ruh yetiştirme aşamasındaki bir yetiştiricinin tüm gücüyle yaptığı bir vuruşla onu sadece yarım metre uzağa itebildi.
Parıldayan Ayın Gölgesindeki Ayaz İpeği korku içinde havada çılgınca büküldü. Kırmızı cübbeli adamın böceklerinden biriyle temas ettiğinde titredi ve onu fırlattı.
Baili Qingmiao önden koşarken kırmızı cübbeli adam sendeleyerek onun peşinden gitti ve "Neden Sunak Ustası Shi ve Sunak Ustası Ruan benim çirkin olduğumu düşünüyor? Sunak Ustası Qiu buradayken işler daha iyiydi. Sunak Ustası Qiu benden hoşlanırdı ve sık sık beni överdi. Onu çok özlüyorum. Hey, neden Sunak Ustası Qiu gibi kokuyorsun? Bekle! Kaçma!” dedi.
Baili Qingmiao Sunak Ustaları Shi ve Qiu'nun kim olduğunu bilmiyordu ama Sunak Ustası Ruan için üzülüyordu. Yüreği ağzında tüm gücüyle koştu ama kırmızı cübbeli adamdan kurtulamadı. Onunla savaşamayacağından ziyade, bunu istemiyordu.
Tam umutsuzluğa kapılmışken gözünün solunda bir odadan sızan ışığı gördü. İçeri koştu ve kapıyı arkasından kilitledi. Bir eli kalbinin üzerinde, diğer kişinin onu bulmamasını umarak nefesini tuttu.
Kırmızı cübbeli adam kapının dışında durdu ve bir an için başını kaldırdı. Birkaç kez sızlanarak, "Bu oda Sunak Ustası Shi'nin konuğu için. Onu rahatsız etmem yasak, o yüzden şimdi gideceğim.” dedi.
Sefil bir şekilde sendeleyerek uzaklaştı ve Sunak Ustası Qiu'yu kaçırdı.
Baili Qingmiao ayak seslerinin uzaklaştığını duydu, sonunda korkusu azaldı ve göğsünü okşadı. Odayı gözlemlemeye başladı ancak sol gözü elinde bir kitapla beyazlar içinde bir adama takıldı, beyazlar içindeki adam da ona dikkatle baktı, Baili Qingmiao'nun sol gözü ve diğer tarafın görüşü birbirine yapıştı, isteseler bile ayrılamazlardı.
Zhongli Qian: “…”
Daha önce kalbi, uzun süredir hissetmediği ve kalp bağlayan böceğin işi olduğunu bildiği korkutucu bir duyguyla çarpıyordu. Bir kız odasına daldığında duygularını sakinleştirmeye çalışıyordu. O anda Zhongli Qian gözlerini ondan ayıramadı. Görüntüsü göz bebeklerinin önüne yapıştırılmış gibiydi.
Sanki… birinin tüm yüzü gözlerinin önündeydi, vücudunda milyonlarca ışık huzmesi parlıyordu, sadece iki bakıştan sonra gözlerini acıtıyordu ama başka tarafa bakamıyordu.
Baili Qingmiao'nun yüzü zihnini doldururken Zhongli Qian, bunun ne tür yeni bir işkence yöntemi olduğunu merak etti.
Baili Qingmiao biraz daha iyi durumdaydı. Sol gözü Zhongli Qian'ın yüzünden başka bir şey göremiyordu ama çevresini kontrol etmek için sağ gözünü hareket ettirebiliyordu. Ancak farklı şeylere iki gözüyle bakmak çok rahatsız ediciydi ve görüşünde çarpışan görüntülerin belirmesine neden oluyordu. Zhongli Qian hareket ettiğinde Baili Qingmiao'nun midesi o kadar kötüleşti ki neredeyse kusacaktı.
Gözlerini kapatmaktan başka yapacak bir şey olmadığını düşünen Zhongli Qian bir parça bez çıkardı ve üzerlerine bağladı. Bir yetiştirici olarak çevresini algılamak için ruhsal bilişini kullanabilirdi, bu yüzden kör olmak onu gerçekten rahatsız etmezdi.
Onun hareketi Baili Qingmiao'ya kollarından birinden bir şerit koparıp sol gözünün üzerine bağlamayı, böylece sadece sağ gözüyle bakmasını hatırlattı. Anında kendini çok daha iyi hissetti.
Sağ gözüyle Zhongli Qian'ı düzgün bir şekilde görebildi ve onun dürüst bir genç adam olduğunu fark etti. Onun hareket ettiğini görünce sırtını duvara yasladı, Parıldayan Ayın Gölgesindeki Ayaz İpeği önünde çılgınca dönüyordu. "Hareket etme!" diye ağladı. "Öyle kal! Yanıma böcek getirme!”
Onun korkusunu hisseden Zhongli Qian hem kendisini hem de Baili Qingmiao'yu sakinleştirmeye çalışacak şekilde zihninde şiirler okumaya başladı. "Hanımefendi, rahatlayın," dedi hafif bir gülümsemeyle. “Bu benim gerçek şeklim. Hiçbir şeye dönüşmeyeceğim. Bu kişinin adı Zhongli Qian. İsminizi öğrenebilir miyim?"
“Zhongli Qian mı? Zhongli Klanından mı?” Baili Qingmiao xiulian dünyası hakkında bazı genel bilgilere sahipti. Artık sakinleştiğini fark ederek, "Sen de mi burada tutuklusun?" diye sordu.
"Sayılır."
Zhongli Qian'ın sağduyulu tavrı Baili Qingmiao'nun biraz rahatlamasına yardımcı oldu. Ruhuna bağlı silahını alarak onu saygıyla selamladı. "Ben Shangqing Tarikatından Baili Qingmiao. Ustamla yolculuk ederken Hayalet Zirvesi'ten geçtik ve yakalandık. Ustamın nereye kaybolduğunu bilmiyorum, bu yüzden şu anda onu arıyorum. Genç Efendi Zhongli, buranın neresi olduğunu biliyor mu?"
"Xuanyuan Tarikatındaki Yeraltı Ateşi Köşkü." diye yanıtladı Zhongli Qian.
Yüreğindeki şüpheler daha da arttı. Wenren E neden kendisini doğru yolun böyle sıradan bir öğrencisine bağlasındı ki? Üstelik bu kadın bu konuda hiçbir şey bilmiyor gibi görünüyordu.
"Xuanyuan Tarikatı mı?" Baili Qingmiao şimdi daha da şaşırmıştı. Daha önce Wenren E ile karşılaştığında onun için iyi bir kıdemliydi ve Usta Qingxue ile de tanışmıştı. Onlara zarar vermezdi, değil mi?
Kıdemli Wenren’e bir şey olmuş ve Xuanyuan Tarikatının liderliği şimdi başka birine kalmış olabilir miydi? Hayır, Yeraltı Ateşi Köşkü'ndeki insanların kendi başlarına hareket etme olasılığı da vardı.
Baili Qingmiao Wenren E'nin ona verdiği nişanı saklama kemerinden çıkardı. Başlangıçta onu hiç kullanmamayı planlamıştı ama ustasının iyiliği için denemeye değerdi.
Gizlice gözlem yapan Wenren E onu görünce yüzünü buruşturdu. Baili Qingmiao'nun onu çağırmak için kullanmasına izin veremezdi. O orada olursa Baili Qingmiao ve Zhongli Qian nasıl ilk özel görüşmelerini yapabilirdi?
Yin Hanjiang lordunun yüzündeki nadiren oluşan sıkıntılı ifadeyi görünce hayalet maskesini taktı. Tavrı bir anda değişti. Odaya bir gölge olarak girdi ve Baili Qingmiao'nun elinden nişanı kaptı.
"Sen de kimsin?" Baili Qingmiao, Zhongli Qian'a karşı geri çekilerek ağladı. Yin Hanjiang'ın gücünü hissedebiliyorlardı. Aynı zihni paylaşan ikili hemen düşmana karşı güçlerini birleştirmeye karar verdi.
Hayalet maskeli adam nişanı elinde tuttu, parmak uçları Yedi Ölüm Yıldızı deseninde gezinirken derin bir sesle, "Bu nişana layık değilsin." dedi.
Hayalet maskesini takarken Yin Hanjiang'ın yüz ifadesini gizlemesine gerek yoktu; son birkaç gündür duygularını bastırıyordu ve ancak şu anda, maskenin altında duygularının yüzüne yansımasına izin verebiliyordu. Günlerdir ilk kez biraz rahatlamıştı.
Baili Qingmiao ve Zhongli Qian'a kasvetli bir şekilde baktı ve o cümleyi düşündü - farkına bile varılamadan filizlenmiş ve derinlere kök salmış bir sevda. Kalbine bir sancı saplandı.
Eğer bu ikisi olmasaydı kendi duygularını nasıl hissedebilir, şu anda olduğu gibi nasıl bu kadar acı çekebilirdi?
Hiç bilmeseydi daha iyi olmaz mıydı?
Yin Hanjiang nişanı dikkatle cübbesinin yakasına, kalbinin yakınına yerleştirdi. İkisine de zarar vermeden ayrıldı ve Wenren E'nin yanına döndü. Maskesini çıkardı ve her zamanki sessiz sadık ifadesini ortaya çıkardı.
Yazar Notu:
Baili Qingmiao: Daha akıllı görünüyorum, bu benim yanılsamam değil!
Zhongli Qian: Şey, bu gerçekten de benim zekâm.
