Bu süre zarfında Yıkım Tanrısı'nda pek bir şey olmadı. He Wenzhao ve Liu Xinye'nin düğünü birkaç satırda geçildi. Daha sonra He Wenzhao zihnindeki ustanın yardımıyla xiulian uygulamasında ilerleme kaydetti, tarikatın yeniden canlandırılmasına öncülük etti ve köyündeki katliamı araştırdı. Bazen Baili Qingmiao'yu özlerdi ama Liu Xinye'den hiç bahsetmezdi - yeni karısı görünmez hale gelmiş gibiydi. Sadomazoşistik Güzellik'in tüm okuyucularının çok nefret ettiği kadın rakip bir gölgeye indirgenmişti.
Bu aslında Yıkım Tanrısı’nın temel işleyişi idi. He Wenzhao hikaye boyunca birçok kadınla ilişki kuracak, bazılarıyla kısa süreli kaçamaklar yaşayacak ve hiçbirinden bir daha asla bahsedilmeyecektir. İlk ciltte adı sürekli geçen kadın karakterler yalnızda Baili Qingmiao ve Ziling Köşkü’nün efendisiydi. Ziling Köşkü’nün efendisi He Wenzhao'nun haremini yönetmesine yardım eden iyi bir eş idi ve okuyucuların gözünde mükemmeldi.
Baili Qingmiao bir komplo aracıydı. He Wenzhao'nun başka bir yere gitmesi veya yeni bir düşmanla savaşması gerektiğinde Baili Qingmiao bir diğer adam tarafından çalınırdı. He Wenzhao onu arayacak, adamı öldürecek ve seviye atlayacaktı. Sonra Baili Qingmiao tekrar çalınacaktı ve He Wenzhao, Zhongli Qian'dan Wenren E'ye kadar yola çıkan herkesi öldürerek tekrar onun peşine düşecekti. Yine de Yin Hanjiang'dan hiç bahsedilmemişti ve Yıkım Tanrısı'nda neden ondan hiçbir iz olmadığı açık değildi.
Sadomazoşistik Güzellik'in konusu Yıkım Tanrısı'nınkinden çok daha heyecan vericiydi. Baili Qingmiao Shangqing Tarikatını derin bir ıstırap içinde terk etmişti, Yeraltı Ateşi Köşkü'nde Zhongli Qian ile karşılaşmıştı, Wenren E'nin planını öğrenmişti ve Wenren E ile Yin Hanjiang kendilerini göstermişti - Hayalet yüzlü adamın kimliği bile birkaç yüz bin kelime önceden açığa çıkmıştı. Bakıldığında bölümlerin kendisinden daha uzun olan yorum bölümü Wenren E'nin gözlerini bulanıklaştırmaya yetecek kadar patlıyordu.
[Yazıyor, yazıyor! Sadomazoşistik Güzellik (Gözden Geçirilmiş Baskı)’nın yeniden listelere girdiği yazıyor! Hayatım boyunca bu beş para etmez çalışmanın geri döneceğini hiç düşünmemiştim. Yazarın eline sağlık, baştan beri revizyonu takip etmeye değerdi.]
[Hiç şaşırmadım, yazar olay örgüsünü öyle çok değiştirdi ki yetişemiyorum. Bundan sonra ne yazacağını hiç tahmin edemiyorum. Orijinaldeki tüm melodram son derece makul ve mantıklı hale geldi, hatta bazı insanlar tartışma sayfalarında yan yana karşılaştırmalar yaptı. Yazarın karakterlerin kimlikleriyle çelişmeden hikayeyi bu kadar değiştirmeyi başarmış olması gerçekten etkileyici.]
[Sadece revizyonu görmüş yeni bir okuyucuyum ben, Shu Yanyan kadar sevimli birinin nasıl daha önce hiç hayranı olmadı?]
[Çünkü Shu Yanyan başlangıçta yalnızca bir kez ortaya çıktı ve Baili Qingmiao'nun önünde bilinçsiz bir He Wenzhao ile işi pişirdi, bu da onu fazlalık kıldı. Kahramana karşı çok kötüydü ve ona çok acı çektirmişti.]
[Eski Shu Yanyan'ı unutun, artık size 'aptal kız' derken yüzünüzdeki yaşları sevgiyle silecek olan Yanyan Abla var. Ah, bu inanılmazdı.]
[Hepiniz Shu Yanyan'a mı hayransınız? Ben Qingxue'den yanayım. He Wenzhao ve Liu Xinye'yi eşleştirdiğinde ona hayran kaldım. Ne eşsiz bir kadın!]
[Hadi ama, neden hepiniz kadınlardan bahsediyorsunuz? Zhongli Qian akıllı değil mi? Wenren E otoriter değil mi? Tanrım, İblis Lordu’nun despotluğu revizyonda seviye atladı. İki numaralı erkek karakterin kadın kahramanı erkek kahramandan uzaklaştırmak için üç numaralı erkek kahramanla eşleştirdiği görülmüş şey değil. O adamın kafasında kocaman boynuzlar var.]
[Yukarıdaki yorumu özetliyorum: Wenren E çıldırdı mı ki sevgilisinin çalınmasını istiyor?]
[Wenren E'nin bu sefer kadın kahramana kızı gibi davrandığını hissediyorum: Babiş şimdi aptal kızı için daha uygun bir damat arıyor.]
[Söz konusu duruma boynuz takılması da denemez, Zhongli Qian onu bir kız kardeş olarak görüyor… hayır, aslında küçük bir erkek kardeş olarak görüyor. Bir an sonra Zhongli Qian da kadın kahramanla tanıştırmak için başka bir kız bulacakmış gibi hissediyorum.]
[Kadın kahramanın cesurca gülmesi çok komikti. Baili Qingmiao'nun ihtişamlı olarak tanımlanabileceğini hiç düşünmemiştim. Wenren E, kalp bağlayan böcekleri bulma konusunda bir dahiydi.]
[Bir sonraki bölümü dört gözle bekliyorum. Yazarın bu romanı ne tür bir şahesere dönüştürebileceğini görmek için can atıyorum.]
Yorumların çoğunun olumlu olduğunu ve orijinal hikayenin yalnızca birkaç hayranının yazarı yerle bir ettiğini gören Wenren E, alışılmadık bir başarı duygusu hissederek kendi kendine başını salladı.
Kitabı kapatarak eksik olan kolunu ovuşturdu ve yeninden birkaç kılavuz çıkardı. Bunları birkaç yıl önce şeytani tarikatları birleştirdiği zaman çalmıştı. Ortadan kaldırdığı tarikatların tekniklerinin yanı sıra iki muhafız ve dört sunak ustasının yöntemlerine bile sahipti.
Astlarından aldıklarının tam olmadığını biliyordu. Bazı önemli noktalar gizlenebilir veya değiştirilebilirdi. Ama Wenren E aldırmadı. Onları fiilen uygulama niyetinde değildi, sadece göz korkutmak için toplamıştı.
Yeşim parşömenleri birbiri ardına dikkatle incelemesi bir ay sürdü. Aradığı kan yetişimi ile ilgili neredeyse hiç referans yoktu. Yetiştirme dünyasında bile on bin yıl uzun bir zamandı ve kan sanatına ilişkin kayıtların çoğu çoktan kaybolmuştu. Wenren E kan ayırma tekniğini Chiming kılıcını aldığında öğrenmişti.
Chiming kan denizinde doğmuş, Kan İblisi Ata’dan bile daha eski olan şeytani bir kılıçtı. Yani Wenren E'nin kullandığı kan ayırma tekniği Kan İblisi Ata’dan gelmiyordu.
On bin yıl önceki kan iblisine karşı yapılan savaştan bugünlere kalan kayıtlarda xiulian dünyasının doğrucu tarikatlarının o zamanki lideri olan kılıç ölümsüzü tarafından yazılmış bir satır vardı ve eğer bir kan yetiştiricisi doğru yolda yürümek istiyorsa bunu yapmasının tek yolunun kendini parçalamak ve sonra ayağa kalkmak olduğunu söylemişti. O kan iblisi böyle bir kararlılığa sahip biri olmadığını açıkça göstermişti ve sonunda xiulian dünyası tarafından katledilmişti.
Parçalanmak ve sonra ayağa kalkmak mı?
Wenren E böyle bir kararlılıktan aciz değildi. Ancak bunu yapmadan önce her şeyi yoluna koyması gerekiyordu. Başaramayacak olursa geride bıraktığı birinin onun yokluğunda kendini kaybetmemesini sağlamak zorundaydı.
Wenren E hayatta ve ölümde yalnız olmayı, kimseyle hiçbir bağının olmamasını dilemişti.
Ne yazık ki…
Yin Hanjiang'ın lorduna hizmet etmek için güçlenmeyi umarak kendini yetiştirmeye adadığı dış odanın yönüne doğru baktı.
Wenren E de yerleşti ve doğal ruhsal enerjiyi emmenin bir yolunu bulmaya çalışarak vücudunun durumunu incelemeye odaklandı. En azından kolunu eski haline getirmek istiyordu.
Yetiştiriciler için zaman su gibiydi. Göz açıp kapayıncaya kadar bir yıl geçmiş ve Shu Yanyan Yanan Gökyüzü Davulundaki yetiştirmesini tamamlamıştı. Ana salona gönderilen astlarını baş döndürücü bir hareketle, tatmin edici bir yetiştirme seansı geçirdiği sarayına geri götürdü. Geçen bu yılda gücünü artırmıştı ve astları karşılığında daha büyük faydalar elde etmişti. Shu Yanyan'a sadakatleri artmış ve ona daha sadakatle hizmet etmeye başlamışlardı.
Tek sıkıntılı mesele Sağ Muhafız’ın astlarına çok sayıda kitap satın alması ve onun bazı isteklerini tatmin edecek kültürlü bir beyefendi yetiştirmeyi umarak hepsine bu kitapları okumalarını emretmesiydi. Ancak üç ay sonra pes etti. Sahte beyefendiler yetiştirmek zor bir şey değildi ama gerçek beyefendileri bulmak zordu. İnsanları bir şeyler yapmaya zorlayan biri değildi, yine de astlarının niyet ve dileklerinde açık sözlü olmalarını seviyordu.
Shu Yanyan’ın üç ay boyunca bırakmayıp sonra vazgeçtiği beyefendi Zhongli Qian, Yeraltı Ateşi Köşkü'nden ayrıldıktan sonra Baili Qingmiao'ya Shangqing Tarikatına kadar eşlik etmişti.
He Wenzhao şu anda seyahat halinde olduğundan Baili Qingmiao birkaç kıdemlisini selamladı ve ardından Liu Xinye'yi çağırıp ona vermek için Yedi Renkli Mavi Nilüfer Çekirdeğini çıkardı.
"Böyle… Böyle ilahi bir nesneyi nereden buldun?" diye sordu Baili Qingmiao’nun asıl ustası olan Kıdemli Qingrong.
Baili Qingmiao, "Öğrenciniz bunu Usta Qingxue'nin yardımıyla Altın Falezlerde elde etti." dedi. "Gücünü geri kazanmasına yardımcı olması için Liu Abla’ya vermek istiyorum."
Usta Qingrong diğer kıdemlilerin önünde öğrencisini azarlayamamakla birlikte çılgına dönmüştü. Baili Qingmiao böyle inanılmaz bir hazine kazanmışsa neden onu kendi alemini yükseltmek için kullanmıyor da Liu Xinye'ye veriyordu? Bu öğrencisi her konuda harikaydı fakat tek bir kusuru vardı, o da beynini yeterince kullanamamasıydı. Usta Qingxue'nin fahri öğrencisi olduktan sonra beynini nasıl kullanacağını daha da bilmez hale gelmişti.
"Aptal çocuk, tek düşündüğün Liu ablan mı?" dedi Kıdemli Qingrong Baili Qingmiao'ya umutsuzca göz kırparak. "Hiç kendini düşünmüyor musun? Gözlerine baksana. Bunca zamandır sol gözün kapalıydı, yaralandı mı? Tıp köşkünün kıdemlisine bir baktırmalısın. Yedi Renkli Mavi Nilüfer Çekirdeği gözünü iyileştirebilir."
Baili Qingmiao'nun açıkta kalan sağ gözü, nilüfer çekirdeğini iki eliyle tutarken net ve parlak bir şekilde parladı. "Merak etmeyin usta," dedi. "Öğrencinizin kendisi için de arzuları var."
Liu Xinye'ye döndü. Zhongli Qian'ın provasına yardım ettiği sözleri tekrar düşünerek kararlı bir şekilde, "Liu Abla, biz her zaman birbirimizle fikir ayrılığına düştük. Shangqing Tarikatındaki herkes bunu biliyor ve düşüncelerimi senden saklamak istemiyorum. Senden hoşlanmıyorum ve bu nilüfer çekirdeğini sana senin iyiliğin için değil, hayallerimden kurtulmak için veriyorum.”
Baili Qingmiao’nun "hayallerimden" dediğini duyan Usta Qingrong derin bir iç çekti. He Wenzhao'nun iyi yetenekleri vardı ve Shangqing Tarikatının sevilen bir öğrencisiydi, bu yüzden kadınlarla bazı uygunsuz ilişkileri olsa bile tarikat büyükleri görmezden gelebilirdi. Büyük bir sorun çıkarmadığı ve yolundan sapmadığı sürece onu kendi haline bırakırlardı.
Ama iş yıllardır ona aşık olan Baili Qingmiao'ya gelince, He Wenzhao ona gerçekten düzgün davranmamıştı. Liu Xinye tedavi edilmediği sürece Baili Qingmiao'nun aklı her geçen gün daha da He Wenzhao'ya takılıp "Keşke Liu Abla hemen ölse" gibi karanlık düşüncelere dalacaktı. Yetiştirmesi bundan eninde sonunda etkilenecekti. Bu seçimi kendisine yeni bir yol açmak sayılabilirdi, düşüncesiz fedakarlıktan değildi.
Elbette Liu Xinye ilacı istiyordu. He Wenzhao'nun ona bakışından bıkmıştı. Ruhani kökünü kıdemli ağabeyini kurtarmak için feda etmişti ama düğünden sonra He Wenzhao onu her gördüğünde iç geçiriyordu. Kıdemli ağabeyi kibar bir insandı, doğal olarak "Baili Qingmiao'ya sahip olamamamın sebebi sensin" gibi bir şey söylemezdi. Ama Liu Xinye düşünmeden duramıyordu - eğer daha güçlü olsaydı kıdemli ağabeyi ondan daha çok hoşlanır mıydı?
İlacı almak için elini uzattı ama Baili Qingmiao geri çekildi.
"Baili Qingmiao! Seni!.." Baili Qingmiao'ya dik dik bakan Liu Xinye'nin kalbinde öfke yükseldi.
Baili Qingmiao, "Sana Yedi Renkli Mavi Nilüfer Çekirdeği vermekten memnuniyet duyuyorum ve karşılığında hiçbir şeye ihtiyacım yok." dedi. "Ama bunu tek başıma değil Usta Qingxue'nin yardımıyla kazanabildim, bu yüzden Liu Abla önce Usta Qingxue'ye teşekkür etmeli."
Nilüfer çekirdeğini Qiu Congxue'ye verdi.
"Ha?" dedi bunca zamandır uyuklayan Qiu Congxue. Biraz çaba sarf ederek göz kapaklarını araladı ve sağlam elini cübbesinden çıkarıp nilüfer çekirdeğini aldı. Şu anda vücudunun çoğu eksikti ve yüzündeki eti korumaya odaklanması gerekiyordu, bu yüzden bu hareketi yapmak bile kolay değildi.
"Usta Qingxue," dedi Liu Xinye, Qiu Congxue'ye bakarak. Baili Qingmiao'ya kızabilirdi ama gezgin bir ölümsüze meydan okumaya cesareti yoktu.
Yedi Renkli Mavi Nilüfer Çekirdeği ruhani kökleri ve ruhsal gücü geri getirmek için bir ilaçtı ve eti yenileme konusunda pek bir faydası yoktu, bu yüzden Qiu Congxue bununla ilgileniyor değildi. Yine de o şeytani bir yetiştiriciydi ve değerli bir şeyi işine yaramasa bile başka birine vermezdi.
Elindeki parlayan hazineyi birkaç kez yukarı attı. Liu Xinye'nin bakışları onu aşağı yukarı takip etti, onu düşürüp bir sürtme ile lekeleyebileceğinden korkuyordu.
"Neden ona bu kadar iyi bir şey vermek istiyorsun?" Qiu Congxue altın falezlerde olduğu sıralarda yaşadıklarını hatırlamaya çalıştı ve mutsuz bir şekilde, "Bu şeyi almak için uzun süre ruhani enerjim olmadan okyanusta yüzdüm." dedi.
Lordu onu okyanusa attıktan sonra kayalıklara yüzerek geri dönmek zorunda kalmıştı.
Liu Xinye acı bir şekilde dizlerinin üzerine çöktü. "Usta Qingxue, nilüfer çekirdeği sizin işinize yaramaz. Lütfen bu öğrencinin almasına izin verir misiniz? Yemin ederim gelecekte size olan borcumu ödeyeceğim.” diye yalvardı.
"Gelecekte mi?" Qiu Congxue kaşlarını çattı, yüzünde küçümseyici bir ifade vardı. "Gelecek ne alaka? Ya gelecekte yükselirsem? Ya gelecekte ölürsen?”
Liu Xinye: “…”
Ustası Kıdemli Qingyi, öğrencisi adına aceleyle konuşmaya dahil oldu. "Bunun nedeni Xinye'nin şu anda ruhani köklerinin olmaması ve ancak sıradan bir insan kadar olması değil mi? Senin için bir şey yapmaya yemin etse bile yapamazdı. Bu yüzden gelecekte sana borcunu ödeyeceğine söz vermesi gerekiyor.”
Qiu Congxue, "Geleceğe inanmıyorum," dedi düz bir sesle. "Ödemeyi şimdi alacağım. Bana iki katı değerinde bir hazineyle geri ödeyeceğine dair ruhaniyet yemini et. Ödeyemezsen senin ilahi ruhun ve yetiştireceğin ruh benim olacak.”
Liu Xinye: “…”
"Usta Qingxue, bu... bu talebiniz çok ağır," dedi Kıdemli Qingyi. “Değerinin iki katı bir yana, Yedi Renkli Mavi Nilüfer Çekirdeği gibi başka bir hazine bulmak bile zordur. Ona bu yemini ettirirsen gelecekte gerçekten onun ilahi ruhunu ve yetişmiş ruhunu almış olmayacak mısın?”
"Elbette. İksirleri veya sihirli nesneleri arıtmak için biraz faydası olabilir," dedi Qiu Congxue umursamadan. "Yahut kendim özümseyebilirim ya da satın almakla ilgilenen herkese haber gönderebilirim. İyi para ödemeye istekli birini bulacağımdan eminim.”
Liu Xinye dişlerini sıktı ve dizlerinin üzerine çökerek yemin etti. Qiu Congxue nilüfer çekirdeğini ona vermeden önce ilahi ruhundan bir tutam çekti.
Liu Xinye tüm bu süre boyunca Baili Qingmiao'ya nefretle baktı.
Ancak Baili Qingmiao Zhongli Qian'ın sözlerini hatırladı: "Baili Hanım, Liu Xinye için işleri zorlaştırmak için değil, He Wenzhao'yu sınamak için son kararı Usta Qingxue'ye vermeni istiyorum. Liu Xinye borcunu ödemeye güç yetiremezse He Wenzhao ona yardım edecek mi? Hayatını Liu Hanım’a borçlu olduğuna göre bunun karşılığını vermesi en doğrusu olur. Borcunu ödemesine yardım etmektense karısının ruhunun bir yeminle bağlandığını görmeyi tercih ediyorsa, o zaman bu adamın yanlış kişi olduğunu anlayacaksın."
Bu nedenle Baili Qingmiao Shangqing Tarikatından hemen ayrılmadı ve He Wenzhao'nun dönüşü için birkaç gün oyalandı. He Wenzhao küçük kız kardeşinin geri döndüğünü duyduğunda inzivaya çekilmiş olan karısını görmezden gelerek Baili Qingmiao'ya koştu.
Baili Qingmiao bir gözüyle He Wenzhao'ya baktı, diğer gözünde Qiu Congxue'nin cübbesininkiyle aynı türden siyah bir göz bandı vardı. He Wenzhao’nun adımları hafifçe duraksadı. Derin bir nefes alarak, “Kardeşim, gözün... yaralandın mı?" diye sordu.
Baili Qingmiao, "Bir şey yok." dedi. Elini kalbinin üzerine koydu ve oldukça sakin olduğunu fark etti.. Devam etmeden önce kendi kendine Genç Efendi Zhongli’ye teşekkür etti. "Kıdemli ağabey, Liu Abla’yı görmeye gitmeyecek misin? Kendisi inzivada ve birkaç gün içinde ruhani köklerini geri kazanabilecek."
"Kardeşim!" He Wenzhao Baili Qingmiao'nun elini tuttu. Acınası bir bakışla, "Gerçekten sevdiğim kişinin kim olduğunu biliyorsun." dedi.
"Ama bu dünyada sevginin yanı sıra görev ve doğruluk da vardır." Baili Qingmiao kararlı bir şekilde elini geri çekti ve sakince şöyle dedi. "Ağabey, eğer sorumluluk sahibi bir adamsan, benimle evlenecek durumda olmadığında lütfen kalbindeki bu duyguyu bastır ve iki kadını da hayal kırıklığına uğratma. Eğer bunu bile yapamıyorsan gelecekte tüm Shangqing Tarikatının sorumluluğunu nasıl üstlenebilirsin? Kendi evinin önünü bile temiz tutamayan biri nasıl tüm dünyayı pislikten koruyabilir!”
Bununla birlikte kendinden emin olarak arkasını döndü ve görev salonuna birkaç on yıl boyunca seyahat etmek için dışarı gideceğini ve duygularını dizgine aldığında geri döneceğini bildirdi.
Kıdemli Qingrong gözlerinde yaşlarla kabul etti.
Dağın eteğinde Zhongli Qian elinde bir baston tutuyor ve Baili Qingmiao’nun dönmesini beklerken hafifçe gülümsüyordu.
Tek bir gözü paylaşan ikili birlikte yola koyulmak üzere birbirlerini bir gülümsemeyle selamlamışken Kıdemli Qingxue peşlerinden geldi. Kibirli bir şekilde, "Shangqing Tarikatında kalmak sıkıcı. Dağdan ayrılmaya ve yetiştirmemi geliştirmek için çalmaya… bazı fırsatlar yakalamaya karar verdim.” dedi.
"Ustamın bize eşlik edeceğine çok sevindim!" Baili Qingmiao mutlulukla Qiu Congxue'ye sarıldı ve kolunu çimdikledi. “Ha? Usta, vücudunuza ne oldu?”
Zhongli Qian: “…”
Sunak Ustası Qiu gerçekten olağanüstüydü.
Böylece üçü otuz yıl boyunca birlikte seyahat ettiler. Zhongli Qian Mahayana aşamasına yükselirken Baili Qingmiao birçok fırsatla karşılaştı, vücut birliğine yükselmeyi başardı ve yetiştirme dünyasının en üst sıralarına girdi.
Yorum bölümündekiler bu gelişmeden pek memnun olmamıştı.
[Hadi ama, eğer Baili Qingmiao ve Zhongli Qian dünyayı dolaşmak istiyorsa bunun seninle ne alakası var Usta Qingxue?]
[Hadi ama, Baili Qingmiao Usta Qingxue ile dünyayı dolaşmak istiyorsa bunun seninle ne alakası var Zhongli Qian?]
Hepsi bu tür şikayetlerdi.
Yorumlara göz attıktan sonra Wenren E tek eliyle kitabı kapattı. Kan sisi ile sahte bir kol yarattı, koruyucu bariyerin kilidini açtı ve odadan çıktı.
Yin Hanjiang çoktan inzivadan çıkmıştı ve dışarıda bekliyordu. Lordunun ortaya çıktığını görünce ona saygılarını sunmak için hemen öne çıktı. İlginçtir ki lordu ona son derece açgözlü ve tuhaf gözlerle bakmış, ardından bakışlarını hızla başka tarafa çevirerek kayıtsızca konuşmuştu. “Manevi alemin en üst seviyesi, Mahayana’nın sadece bir adım gerisinde. Tarikat Vekili Yin, sadece otuz yılda inanılmaz bir ilerleme gösterdi."
"Lordum tarafından koyulan ruh toplama dizisi sayesinde." dedi Yin Hanjiang, başarısını kendine mal etmedi.
Wenren E, "Kendi başına yüksek seviyeli bir yetiştirici olduğun için artık bir uzman sayılırsın, bu yüzden rabbin sana bir görev verecek." dedi ve kendi kol yeniyle oynadı. "Xuanyuan Tarikatında gelecekte bize karşı He Wenzhao ile güçlerini birleştirecek bir hain var. Adı Cen Zhengqi. Rabbin mevcut durumda onun tarikata katılıp katılmadığından veya adını değiştirip değiştirmediğinden emin değil. Bu adamı rabbin için bul.”
Yin Hanjiang bir an afalladı. Tarikatta bir hain olmasına şaşırdığından değil. Açıkçası Xuanyuan Tarikatı Yin Hanjiang dışında hainlerle doluydu. Wenren E en ufak bir zayıflık gösterdiği anda içlerinden herhangi biri isyan edebilirdi.
Wenren E astlarının sadakatsizliğini hiç umursamazdı. Daha önce bir keresinde sadece astlarının beceriksiz olup olmadığına önem verdiğini söylemişti.
Otuz yıl önce ne Büyük Tarikat Savaşı sırasında ne de sonrasında tarikatı yapılandırırken Wenren E hainleri bulma konusundan hiç bahsetmemişti. Öyleyse neden otuz yıl sonra birdenbire Xuanyuan Tarikatı içinde hainler olup olmadığını önemsemeye başlamıştı?
Yin Hanjiang şüpheyle başını kaldırdı ama Wenren E'nin ona bakmadığını gördü. Lordunun nazik bakışlarını görememişti.
