Lupin'de Ara

Son Bölümler: Qian Qiu Radyo Dizisi

Qian Qiu Radyo Dizisi -- 2. Sezon -- 4. bölüm yüklendi. (Bilgisayardaki bir sıkıntı nedeniyle devam edemiyorum.)

Son Bölüm

Qian Qiu yeni ekstra!! Geçmiş Günler yayınlandı!!

Bölüm 62: Aşkın Köklüsü Az Ömürlü

 

Karşısındakinin bir yanılsama olduğunu bilse dahi Yin Hanjiang Wenren E'ye vuramazdı. Yakında öleceğini de, tüm bunların sahte olduğunu da bilse Yin Hanjiang Wenren E'yi görememeyi istemiyordu.


Kalp iblisini kalp iblisi yapan, tam da onun içine derinlemesine hapsolmuş kişinin ondan kurtulmak istememesiydi.


Sadomazoşistik Güzellik’i okurken Wenren E'nin dikkatini çeken nokta her zaman Baili Qingmiao olmuş, kadın kahramanın He Wenzhao’ya o çiğnesin diye kana bulanmış bir kalbi sunmaya razı olduğunu anlamamıştı.


Ancak şu anda Yin Hanjiang da benzer şekilde böylesine canlı atan bir kalp sunduğunda Wenren E'nin anlamadığı kişi He Wenzhao oldu. Bu apaçık kalp karşısında He Wenzhao nasıl olur da ona ihanet edebilir, onu incitebilir ve aşk adına ondan sayısız talepte bulunabilirdi? Baili Qingmiao'yu incitebilmesinin tek nedeni Baili Qingmiao'nun ona olan sevgisiydi.


Şimdi Wenren E'nin önünde böyle bir kalp duruyordu.


Wenren E ilahi kanı çıkararak sımsıkı kavradı. Artık kıyafeti olmadığı gerçeğini görmezden gelerek Yin Hanjiang'ın elini yakaladı ve yüzüne bastırdı.


Yin Hanjiang'ın aşmaya hiçbir zaman cesaret edemediği görünmez bariyer Wenren E’nin eliyle kırılmıştı.


Son adım ona kalmıştı.


Wenren E Yin Hanjiang'ın o yokken nasıl biri olduğunu görmüştü. Wenren E'nin yanındayken olduğundan çok daha göz kamaştırıcıydı, başka tarafa bakmasını imkansız kılıyordu, çok daha dikkat çekiciydi. Wenren E ayrıca Yin Hanjiang'ın içini de görmüştü. Bu duyguların anlık bir dürtü değil, yüz yıla varan bir bağlılık, vazgeçemeyeceği kadar derinlere kök salmış bir özlem olduğunu biliyordu.


Wenren E'nin duygularına gelince, Wenren E'nin Yin Hanjiang'ı bu şekilde kabul edip edemeyeceği, böylesine derin duygulara cevap verip veremeyeceği sorusunun cevabı zaten belliydi.


Yin Hanjiang onu öptüğü sırada bunu reddetmediğinde; Wenren E gizlice izlemekten ve Yin Hanjiang'ın Xuanyuan Tarikatını yönetmesine izin vermekten mutlu olduğunda; kan denizine girmeye karar verdiğinde ama bunun sonucunda Yin Hanjiang'ın kontrolünü kaybedeceğinden endişelendiğinde; karşılaştığı her iyi şeyi Yin Hanjiang'a vermek istediğinde; Sadomazoşistik Güzellik’i ilk okuduğu zaman Yin Hanjiang'ın onun için çıldırmasını kabullenemediğinde; bu duyguların tohumları çoktan kalbine ekilmiş, kök salıp filiz vermişti.


Yin Hanjiang en başından beri özeldi. Wenren E toplu mezarın yanından geçtiği ve bir çift minik elin cübbesini ölümle kavradığı anda Yin Hanjiang onun kalbine girmişti.


Wenren E Yin Hanjiang'ın elini kavradı, yüzüne dokunan avuç içine nazik bir öpücük kondurdu. "Yin Hanjiang, rabbin onu sevmene izin veriyor. Tarikat Vekili Yin, sen benim sana tapınmama izin verir misin?"


Yine de Yin Hanjiang'ın gözlerinde ona kendilerini açıklayan sayısız Wenren E olduğunu ve bunların arasında gerçek Wenren E'nin özellikle sahte göründüğünü bilmiyordu.


Wenren E Yin Hanjiang'ın kalp iblislerinin onun ölümünden ve Yin Hanjiang'ın özleminden kaynaklandığını, kimliğini açıklarsa güçsüz kalacaklarını varsaymıştı. Yin Hanjiang'ın gözlerindeki sahnenin neye benzediğini ve hareketlerinin ne kadar boş göründüğünü bilmiyordu - Wenren E'nin hayatta kalmasına kıyasla, Yin Hanjiang'ın kalp iblislerinin pençesine daha fazla düşmüş olması daha muhtemel görünüyordu, artık görme ve işitme duyusunun yanı sıra dokunma duyusuna bile güvenilemezdi.


"Hayır, hayır, hayır! İmkansız!" Yin Hanjiang başını sallarken elini çekmek istedi. "Sen benim lordum olamazsın, sen sadece bir kalp iblisisin.”


Karşısındaki kişiyle kıyaslandığında Yıkım Tanrısı'nın ikinci cildindeki Yanan Gökyüzü Ölümsüzü'nün sözleri daha ikna edici görünüyordu. Yin Hanjiang başını eğdi. Gözleri donuktu. Anormal bir tavırla konuşmaya başladı. "Gelecekteki benliğimin -lordumun, kaderin kendisinin kayıtlı olduğunu belirttiği kitapların ikinci cildindeki benliğimin- söylediği şey, lordumun öldüğü ve beni sevmesinin mümkün olmadığıydı. Çünkü sevdiği kişi..."


Yin Hanjiang "Baili Qingmiao" ismini söyleyemedi. Onu düşünmek istemiyordu.


"Benim!" Yin Hanjiang'ın kitaplara kendisinden daha çok inandığını gören Wenren E Sadomazoşistik Güzellik ile Yıkım Tanrısı’nın birinci ve üçüncü ciltlerini çıkardı. "Bu kitapları aldığımı kendi gözlerinle gördün. İçindeki bir iblis daha önce hiç okumadığın bir kitabı sana getiremez. Aç ve kendin bak. Olay örgüsü çoktan değişti. Kader değiştirilebilir!"


Wenren E kendine giymek için düz lacivert bir cübbe çıkarmayı unutmadı. Bir eliyle ilahi kanı sıkıca kavradı, diğer eliyle de kaçamasın diye Yin Hanjiang'ın beline sarıldı.


Wenren E bir şey istediğinde karşı tarafa reddetme şansı vermezdi.


Sadomazoşistik Güzellik’teki Wenren E'nin Baili Qingmiao'yu hiç sevmediğinden her zamankinden daha emindi. Ona uzaktan hayranlık duyması, He Wenzhao ile mutlu bir şekilde yaşamasını izlemekle yetinmesi mümkün müydü? Bu çok saçmaydı! Wenren E'nin aşkı her zaman bencilce olacaktı. Eğer arzuladığı kişiye sahip olamayacaksa, sessizce geri çekilmek yerine her şeyi yakıp yıkmayı tercih ederdi.


"Yin Hanjiang, o gün ruhani kaynakta seninle şarap içen bendim. Hislerini duydum." Wenren E alnını Yin Hanjiang'ınkine bastırdı. "Madem rabbinden hoşlanıyorsun, başka kalp iblislerine bakmana izin yok, anlıyor musun?”


"Ne dedin sen?!" Yin Hanjiang buna inanamadı. Kalp iblisine yanıt verdiği o günden beri gördüğü artık bir yanılsama değil de lordu muydu?


Wenren E'ye cevap vermedi, zihni karmakarışıktı, sanki kafası çatlıyormuş gibi hissediyordu.


Yin Hanjiang Wenren E'yi itti ve iki eliyle başını tuttu. Paramparça oluyordu sanki.


İçinden bir ses ona, sadece inan, sadece gözlerinin önündekine inan ve mutlu ol, sahte olsa bile lordunun seni sevdiğine inan, diyordu. Bir diğeri, Wenren E seni nasıl sevebilir, o her zaman Baili Qingmiao'yu sevdi, kan denizinde onu korumak için nasıl canını verdiğini gördün, diyordu. Bir başkası ise bunların hepsi kalp iblisi, hiçbirine itibar edilmez, diyordu.


Yin Hanjiang'ın ruhunun birkaç parçaya bölündüğünü ve her birinin vücudundan çıkmak üzere olduğunu gören Wenren E onu daha fazla zorlamaya cesaret edemedi. Ruhunu dengelemesine yardımcı olmak için Yin Hanjiang'ın vücuduna bir kaos enerjisi akışı gönderdi.


İblis Lordu anlamıyordu. Yin Hanjiang onu sevmişti ve o da buna karşılık vermişti. Bir kalp rahatsızlığının kalpten gelen bir tedaviye ihtiyacı vardı. Kalbinden geçeni söylediğinde Yin Hanjiang'ın yüreğindeki düğüm çözülmeli ve her şey yoluna girmeliydi. Öyleyse neden bu şekilde sonuçlanmıştı?


"Hangisi gerçek? Hangisi sahte?" Yin Hanjiang'ın saçları darmadağınıktı, gözleri kıpkırmızıydı, delirmenin eşiğindeydi.


Wenren E ilahi kanı tutarak bağırdı. "Yin Hanjiang, bana bak! Şu rabbine bak!"


Yin Hanjiang biraz sakinleşti, bakışları Wenren E'nin yüzüne kaydı. Başını hafifçe çevirdi ve Wenren E'nin elindeki kırmızı taşı gördü.


"Nedir bu?" Elini taşın üzerine koydu.


"İlahi kan." diye yanıtladı Wenren E.


"Bu taşı daha önce de görmüştüm." Yin Hanjiang ellerini taşın üzerine koydu, gözleri durgunlaştı ve titreyen bir sesle, “Bu gerçek mi?” diye sordu.


"Onu kan denizinden aldım…"


Wenren E ardında çok karmaşık bir hikâye yatan ilahi kanın iç yüzünü açıklamaya fırsat bulamadan Yin Hanjiang ilahi kanı çoktan Wenren E'nin Baili Qingmiao'ya fırlattığı taşla bağdaştırmıştı bile. "Lordum onu Baili Qingmiao'ya verecek, değil mi?" dedi. "Lordum sırf bunun için kan denizine gitti, değil mi?"


"Hepsi bu değil, ben…"


"Hahahahahaha..." Wenren E sözünü tamamlayamadan Yin Hanjiang'ın bir ağız dolusu kan akıtarak umutsuz bir kahkaha attı.


Neredeyse parçalanmak üzere olan ruhu yavaş yavaş birleşti ama bu Wenren E'nin istediği şekilde değildi.


Yin Hanjiang lordunun aşk, doğuştan tanrılar, kader ve benzeri sözcükleri fısıldadığını duyar gibiydi ama artık onları net olarak algılayamıyordu. Gözleri bulanıklaştı, kulakları dış dünyayı duymakta zorlanıyordu. Gerçek olan neydi?


Ah, doğru ya. Lordu kitapta yazılanların gerçek olduğunu söylemişti.


Yin Hanjiang Wenren E'nin yere bıraktığı Sadomazoşistik Güzellik kitabını eline aldı ve arkalardaki rastgele bir sayfayı çevirip açtı. Yin Hanjiang Baili Qingmiao'yu boynundan yakaladı, yüzü nefretle çarpılmıştı. "Lordum senin için öldüyse senin de ona eşlik etmen gerekmez mi?" dedi, diye yazdığını gördü.


O anda hiçbir şey duyamadı, hiçbir şey göremedi, gözlerinde sadece bu kelimeler vardı. Hızlıca okumaya devam etti ve Baili Qingmiao'yu öldüremediğini, onun ellerindeki ilahi kanla kan denizine atladığını ve tanrısallığını geri kazandığını gördü. Tanrısallığıyla birleştiği anda Baili Qingmiao matem içindeydi, Wenren E ölmeden önce ona bu taşı verdiği için hayatta kalabilmişti.


"Yeter artık!" Yin Hanjiang'ın tüm dikkatini henüz gözden geçirilmemiş sayfalara verdiğini ve söylediği tek bir kelimeyi bile duymadığını gören Wenren E kitabı geri aldı. Yin Hanjiang'ın alnına hafifçe dokunarak vücuduna kaos enerjisi gönderdi ve neredeyse patlamaya hazır olan ruhani enerjisini kuvvetle bastırdı.


Yin Hanjiang bilincini kaybetti, kaşları hâlâ çatıktı. Wenren E onu kucağına aldı ve bir anda Zhongli Qian'ın odasında belirdi.


"Neden böyle oldu!" Wenren E baygın haldeki Yin Hanjiang'ı Zhongli Qian'ın yatağına yatırdı.


Zhongli Qian elindeki yeşim plakayı bıraktı. Ne olduğunu sormadan Yin Hanjiang'ın nabzını yokladı ve uzun bir süre sonra sordu: "Lordum, nasıl oldu da Tarikat Vekili Yin'in duygusal durumu aniden altüst oldu da artık ölümsüzler diyarına ulaşan gücünü kontrol etme yeteneğini kaybetti, ruhani enerjisi çılgına döndü ve ruhu neredeyse yok oluyor?"


"Rabbin de anlamak istiyor." Wenren E hâlâ Yin Hanjiang'a sarılıyordu. İşlerin neden bu hale geldiğini anlamıyordu. Bu sadece bir kalp iblisi değil miydi? Kalbindeki düğüm çözülürse kalp iblislerinin de yok olması gerekmez miydi? Yin Hanjiang'ın kalbindeki düğüm burada olmayabilir miydi?


Zhongli Qian bir süre sessiz kaldıktan sonra göz bağını çözerek Wenren E'nin yüzüne baktı. Baili Qingmiao'nun sürekli gözünün önünde belirmesini görmezden geldi. Wenren E'nin yüz ifadesini incelediğinde şaşkına döndü. Wenren E muhtemelen şu anda nasıl gözlere sahip olduğunu bilmiyordu. Yin Hanjiang'a bakarken gözleri endişe, şefkat ve korkuyla doluydu.


İblis Lordu hayatı boyunca hiç korkmamıştı, yalnız ve yalnız şu anda Yin Hanjiang'ı kaybetmekten korkuyordu.


“Lordum Tarikat Vekili Yin’e bir şey söyledi mi?” diye sordu Zhongli Qian göz bağını tekrar takarken.


"Rabbin hayatının geri kalanında Yin Hanjiang ile xiulian ortağı olmak istiyor." Wenren E bunu Zhongli Qian'a değil Yin Hanjiang'a söylüyordu ama ne yazık ki adam onu duyamıyordu.


Zhongli Qian her şeyi anlamıştı. Her zamanki sakin tavrıyla, "Lordum, Qian Tarikat Vekili Yin ile ilk karşılaştığında onun sapma tehlikesi içinde olduğuna dair işaretler görmüştü. Ona erkenden vazgeçmesini tavsiye etmiştim ve o arzu duymayacağını söylemişti.


“Qian aşktan anlamasa da uzun yıllar boyunca şiir ve kitap okumuş, Baili Hanım’ın derin bir aşk içinde olduğunu görmüş, aynı zamanda bazı mantıkları da gözlemlemiştir. Dünya aşkı arayanlarla dolu ve kaç tanesi arzularından kaçınabiliyor?”


"Bunu yapabilenler ya yeterince sevmiyor ya da peşinden gitmeye cesaret edemiyor. Lordum Yin Hanjiang'ın hangi tür olduğunu düşünüyor?"


Muhtemelen cesaret edemiyordu. Wenren E Yin Hanjiang'ı gözlemlediği bu birkaç gün içinde onun bir şeyden emin olduğunu keşfetmişti: Wenren E'nin onu sevmesi mümkün değildi. Eğer sevdiğini söylüyorsa bu bir kalp iblisi, kendi hayalinin ürünü, bir yalan olmalıydı.


“Lordum, insan ister büyük bir sevinç ister büyük bir keder içinde olsun, zihninin kontrolden çıkması kolaydır. Tarikat Vekili Yin sevdiğini kaybetmenin acısını çoktan yaşamış ve lordunun onun duygularına karşılık verebileceğini hayal etmeye asla cesaret edememiş, ayrıca kalp iblisleri tarafından kuşatılmıştı. Eğer büyük bir sevinçle karşılaşırsa bu tıpkı yanan bir ateşteki porselen bir fincanın soğuk suyla karşılaşması gibi olurdu. Alevler o anda sönse bile porselen ani değişimin etkisine dayanamayarak paramparça olur." dedi Zhongli Qian.


Yin Hanjiang'ın duyguları Wenren E'ninkiler gibi güçlü ve sağlam, sarsılması imkansız değildi. Yıllardır kalbinde sakladığı sözleri yalnızca yanılsamalara söylemeye cesaret edebiliyordu. Eğer kalp iblisleri olmasaydı ve Wenren E Yin Hanjiang'a nazikçe yol gösterip onu yavaş yavaş ısındırsaydı buna inanması mümkündü. Fakat çok ani hareket etmişti.


Sıcak ve soğuk gerçekten de birbirlerini dengeleyebilirdi ancak ikisinin arasında kalan nesne yahut ruh böylesine büyük bir enerjiye daima dayanabilir miydi?


"Lordum duymuştur, aşkın köklüsü az ömürlü, bilgeliğin ziyadesi acı verici olur derler. Muhafız Shu uzun yıllar boyunca ölümlüler âleminde eğlendi ve sunduğu her şeyin tadına baktı, peki neden kalbini hiç kimseye vermedi? Çünkü aşkın zarar verme gücü çok büyüktür. Tarikat Vekili Yin saplantısı nedeniyle güçlendi ancak bunun geri tepmesi diğer yöntemlerden daha serttir. Gökle yer sevgi bilmez, yüce yol duygusuzdur; insanı göklerin yoluna götürecek patika kayıtsızlık yoludur, saplantı yolu değil.”


"Rabbin anlıyor, bu rabbinin hatasıydı." Yin Hanjiang'ın doğasını ve ağır hasar görmüş ruhunu hesaba katmamış, böyle bir bilgiyi kabul edip edemeyeceğini düşünmemişti.


Wenren E dudaklarını Yin Hanjiang'ın yanan alnına bastırdı. "Ama rabbin hatasını kabul etmeyecek."


Sunak Ustası Shi'ye bir iletim tılsımı gönderdi. "Yao Jiaping'i rabbinize getirin!"


Kalbi yerinden oynadığına göre artık gitmesine müsaade edemezdi. Yin Hanjiang çağlar boyuna bütün hayatlarında Wenren E'ye eşlik etmeliydi. Bu kadar kolayca ölüp kaçmasına izin veremezdi.