He Wenzhao'nun öldüğü gün Yıkım Tanrısı'nın yorum sayfası için kıyamet, Sadomazoşistik Güzellik’inki için ise kutlama sebebiydi. İkisinin atmosferi gün ve gece gibiydi.
Yıkım Tanrısı'nın yorum sayfasında…
[‘Son’ da ne demek? Böyle eski bir kitabın aniden revize edildiğini duyduğumda okumak için siteye koştum ve bir milyon kelimeyi okuduktan sonra kahraman aniden ölüyor mu? Yine hayata dönebileceğini düşünmüştüm ama yazar 'son' yazmış? yazacağınız sonu *** şimdi? Var ya ********.]
[Yazar, seni ***, bu *** görmek için mi para ödedim? Kahramanı *** ettin, senin ben ***]
[Bu eski bir klasik değil miydi? Daha önce fiziksel bir kopyasını bile almıştım! Şimdi ana karakter ilk cilt bitmeden öldü. *** yazar, paramı geri istiyorum!]
[Katılıyorum ama... yukarıdaki kardeş, bu kitap hiç basılmadı. Bir milyon kelimelik bir cildin fiziksel bir baskısını hiç gördün mü?]
[Ne aldım ben o zaman?]
[Özellikle küçük fontlu, kağıt kalitesi düşük, noktalama işaretleri sürekli soru işaretleriyle değiştirilmiş, iyice kalın bir kitap mıydı? Buna korsan baskı derler.]
[Korsan baskıyı boş verin şimdi. Yazar, hikayeyi bu şekilde değiştirirken aklında ne vardı? Kardeş Zhao Xuanyuan Tarikatında hapsedildiğinde geri dönüş yapmasını bekliyordum. Oysa toplantıda Yin Hanjiang tarafından yakılarak öldürüldü?! Ve hemen ardından hikâye bitti? Ne demek bu?]
[Bu kitabı, Yıkım Tanrısı’nı, akıllara durgunluk veren sonu nedeniyle her zaman bir klasik olarak görmüşümdür. On yılın ardından geri döndüğümde birden kahramanın biraz ikiyüzlü olduğunu ve haremin mantığının sorunları olduğunu hissediverdim. Sanırım büyüdüm ve geliştim, zevklerim ve bakış açım değişti, öyle mi?]
[Muhtemelen yazar için de aynı şey geçerlidir. Yaş aldıktan sonra önceki çalışmalarına bir baktı ve onlardan memnun kalmadı, bu yüzden hepsini atıp baştan başlamaya karar verdi. Yazarın karanlık geçmişiyle yüzleşmek istememesini anlayabiliyorum. Yine de mantıklı bir son yapmak zorundasın, seni ***]
[Bu yorum sayfasında neden bu kadar çok *** var?]
[Yorum filtreleri. Küfürlü kelimeler çocuklar için uygunsuz. Bu hikaye de çocuklara göre değil, okuduktan sonra insana hayatı sorgulatıyor. Gözlerimi paklamak için romantizm olmayan bir şey okusam iyi olacak.]
Yıkım Tanrısı'nın öfkeden çaresizliğe ve sonunda can sıkıntısına geçip başka metinler okumaya başlarken Sadomazoşistik Güzellik’in yorum sayfası baştan sona huzur doluydu.
Sadomazoşistik Güzellik’in gözden geçirilmiş baskısında Baili Qingmiao Mahayana aşamasına ulaşarak meditasyondan çıktı ve kayıtsızlık yolunda ufak bir aydınlanma yaşadı. He Wenzhao'nun öldüğünü ve kendisinin yeni tarikat lideri olarak atandığını duyduktan sonra bir süre sessiz kaldı, ardından yeni görevini kabul etti.
Öğrencisi Su Huai şaşkındı. Baili Qingmiao Mahayana'ya ulaşmıştı artık ve yakında göğe yükselebilecekti, öyleyse neden kendini Shangqing Tarikatına bağlamak istiyordu?
Baili Qingmiao öğrencisine nazikçe gülümsedi. "Shangqing Tarikatının ve tüm doğru yolun şöhret peşinde koşanlardan oluştuğunu mu düşünüyorsun?"
“Sizden başka hepsi öyle usta.” dedi Su Huai öfkeyle.
O da Taiyin Dağı'nda Yin Hanjiang'ın doğrucu pisliklerin her birini tek tek sorgulamasını dinliyordu. Xuanyuan Tarikatının üzerine ne kadar çamur atıldığını fark ettiğinde çok öfkelendi. Lord Yin'in oradaki herkesi yakmasını diliyordu ama Lord Yin bunu yapmadı. Sadece kan iblisini ortadan kaldırdı, ardından da diğer tüm pislikleri tarikatlarına geri vererek onlardan kendi başlarına halletmelerini istedi.
Su Huai'ye sorulacak olursa en iyisi Xuanyuan Tarikatının mevcut tüm doğrucu yetiştiricileri katlederek xiulian dünyasını ele geçirmesi olurdu!
"Peki doğrucu yetiştiricilerin tüm bu işleri neden Xuanyuan Tarikatına yıktıklarını biliyor musun?" diye sordu Baili Qingmiao.
"Şey..." Su Huai’nin bir an için nutku tutuldu.
Xuanyuan Tarikatının kötü bir üne sahip olmasından kaynaklandığını söylemek istiyordu ama neden kötü bir üne sahipti? Çünkü gerçekten de pek çok korkunç şey yapmıştı.
"Lord Wenren şeytani tarikatları birleştirmeden önce Xuanyuan Tarikatı gerçekten de her türlü kötülüğü yapabilecek durumdaydı." Baili Qingmiao, Zhongli Qian'ın öğretilerini ve Usta Qingxue'nin geçmişte olanlarla ilgili olarak kendisine anlattıklarını düşündü. "Onların eylemleri hiçbir şekilde bugünkü erdemli tarikatlarınkinden aşağı değildi."
Geçen uzun yıllar boyunca Baili Qingmiao Shangqing Tarikatından ayrı kalarak dünyayı dolaşmış, sayısız insanî sefalete kendi gözleriyle şahit olmuş, dünyanın siyah ve beyazdan ibaret olmadığını anlamıştı. Duygularının mil çektiği gözleri açıldığında dünyaya dair anlayışı da değişmişti.
Su Huai'nin elini okşadı onu rahatlatırcasına. "Wenren E iblis lordu olduktan sonra eski tarikat liderinin astlarını temizlemek için sert yöntemler kullandı. Bu bir yıkımdı. Daha sonra tarikatı yeniden yapılandırarak herkesin yeni kurallara uymasını emretti. Bu yeniden doğuştu. Yüz yıl içinde Xuanyuan Tarikatı bir zamanlar olduğu şeytani tarikattan herkesin kendisi olabileceği bir tarikata dönüştü. Xuanyuan Tarikatında kendini rahat hissedersin çünkü oradaki insanların hepsi açık sözlüdür, kötülüğü ve iyiliği hiçbir numara veya maske olmadan açıkça sergilerler. Ancak onlara bunu yaptıran, Wenren E'den başkası değildi.
Bugün olanlara gelince, Yin Hanjiang'ın Taiyin Dağı'nda doğrucu tarikatların yıllardır süregelen yozlaşmışlığını ortaya çıkarması bir yıkımdı. Uzun yıllar boyunca geniş topraklardan öğrenci topladıktan sonra doğrucu tarikatların onları idare edemez hale gelmeleri kaçınılmaz olmuştu. Büyük bir tarikatta çürükler daima olur. Çürüyen eti koparmak için acımasız olmazlarsa çürük sağlıklı bölgelere de yayılacak, ta ki erdemli ve şeytani olanın hiçbir farkı kalmayana, doğru ve yanlış, siyah ve beyaz iç içe geçene, göklerin altında kaos baş gösterene kadar."
"Yani... Lord Yin'in yaptığı şey doğrucu tarikatların yararına mıydı?" dedi Su Huai şaşkınlıkla. "Usta, öncesine kıyasla daha mı zekisiniz sanki? Tüm bunları gerçekten kendiniz mi düşündünüz? Zhongli Bey size gizlice öğretti, değil mi?!"
O Qiu Congxue ile çok yakındı ve Baili Qingmiao dost canlısı biriydi, dolayısıyla aralarında yaşın bir önemi yoktu.
Baili Qingmiao parmağıyla Su Huai'nin alnına fiske attı. "Ustan bunu kendisi düşündü. Ustan Yanardöner Kan Alevi İpeğini elde ettikten sonra çok şey hatırladı."
Yanardöner Kan Alevi İpeği doğuştan tanrıçanın tanrısallığını yeniden kazanmak için hazırladığı ilahi kandan dönüştürülmüştü, bu nedenle önceki yaşamına dair bazı anıları da saklıyordu. Mahayana aşamasına yükseldikten sonra Baili Qingmiao bu anıların bazılarını yavaş yavaş geri kazandı.
He Wenzhao'nun önceki enkarnasyonundan etkilendiği için yaptıklarının kötü olduğuna gerçekten inanmıştı. Ancak reenkarne olduktan sonra Wenren E ve Yin Hanjiang'ın yaptıklarını görünce anlamaya başladı.
Baili Qingmiao üzüntüyle, "Lord Yin'in yıkımı doğrucu tarikatlar için acı vericiydi ama aynı zamanda hayatta kalmak için tek yollarıydı." dedi. "Önceki yaşamımda ölümlüler alemine sayısız acı getirdim. Bu acılar her birey için yıkıcı bir darbe olsa da gökler ve yerler için her felaket yeni bir başlangıç için bir şanstır."
Su Huai dinlerken başını eğdi, pek bir şey anlamamıştı.
"Önceki hayatımda hep yıkım getirdim, hiçbir zaman yeniden doğuşa vesile olmadım. Shangqing Tarikatının liderliği benim için bir fırsat. Shangqing Tarikatı doğrucu tarikatların lideri, bu yüzden tarikat liderimiz hayatını He Wenzhao'nun tarikata sürdüğü lekeyi temizlemek için kullandı. Bana güvendi ve tarikat ile doğru yolda reform yapmam için bu şansı verdi. Böylesine ciddi bir sorumluluğu reddedemem." Baili Qingmiao'nun yüz ifadesi ciddileşti. Tarikat liderinin öldüğü Taiyin Dağı’na dönerek derin bir selam verdi.
Doğrucu tarikatların dünyada bir kez daha saygınlık kazanmasına önderlik ettiği günün, tanrısallığını yeniden kazanmaya hak kazanacağı gün olacağını hissediyordu içten içe.
Doğuştan tanrıça gökler ve yerler ile birlikte doğmuştu, tüm düşünceleri ve eylemleri alemleri korumak içindi. Yalnızca felaketlerin kol gezdiği bir evren kaçınılmaz bir yok oluşa doğru giderdi. Felaketler sadece yabani otları temizlemek için bir araçtı, alemleri tazeleyerek daha parlak hale gelmesini sağlıyordu.
Su Huai'nin kafası hâlâ karışıktı. Baili Qingmiao ona Shangqing Tarikatına mı gitmek yoksa Xuanyuan Tarikatında mı kalmak istediğini sordu. Uzun uzun düşündükten sonra ustasını takip etmeye karar verdi. Aklı Xuanyuan Tarikatında olsa da ustası biraz aptaldı, onun Shangqing Tarikatında zorbalığa uğrayacağından korkuyordu, onu yalnız bırakamazdı.
Ayrıca eğer Xuanyuan Tarikatında kalırsa Shi Congxin adındaki sunak ustası, Yeraltı Ateşi Köşkü’nün ustası olarak koltuğunu çalacağı endişesiyle ona gizlice bakmaya devam edecekti. Su Huai, Xuanyuan Tarikatı insanlarını idare etmenin biraz zor olduğunu ve tüm zekâsına rağmen Zhongli Bey’in bile kel kalmak üzere olduğunu düşündü. Gür saçlarını okşadı ve Shangqing Tarikatında başmürit olmanın hiç de fena olmayacağını düşündü.
Baili Qingmiao Xuanyuan Tarikatından ayrılmadan önce onunla iyi anlaşan bazıları vedalaşmak için geldi.
Qiu Congxue hiç memnun değildi. Öğrencisi sonunda Mahayana aşamasına ulaşmıştı ama Wenren E ve Yin Hanjiang'a suikast düzenlemek için onunla el ele vermek yerine Shangqing Tarikatının başına geçecekti. Baili Qingmiao'yu yakaladı ve bir süre ona nasihat etti, ta ki Su Huai daha fazla dinleyemeyip onu bir kenara çekerek ustasının doğru yolu birleştirmek istediğini sessizce söyleyene kadar.
Qiu Congxue'nin gözleri anında parladı. Göğsünü kabartarak, "Git ve bu işi hallet.” dedi. “Sen doğrucu tarikatları birleştirdiğinde ben de Xuanyuan Tarikatının efendisi olacağım. Sonra usta ve öğrenci olarak savaş alanında karşılaşırız. Bu efsanevi olacak!"
Su Huai alnını ovuşturdu, büyük ustasının söylediklerinin efsanevi olmaya yakın bile olmadığını hissediyordu.
"Endişe etme." dedi güzel mi güzel Muhafız Shu, Su Huai'nin yüzünü okşayarak. "Bu muhafız varken büyük ustanın şeytani tarikatı ele geçirmesine imkân yok. Tarikatın başına geçerse muhtemelen tüm tarikatı hayalet yetiştirici olmaya zorlar. Herkes etsiz bir iskelete dönüşürse bu muhafız kiminle çifte xiulian uygulayacak?"
Muhafız Shu'nun dehşet güzelliği karşısında Su Huai'nin yüzü kızardı ve birkaç adım geri çekildi. Shu Yanyan’ı süzerek, "Ben ustamla birlikte doğru yola giriyorum, seninle asla çifte xiulian uygulamayacağım!" dedi.
Shu Yanyan hafifçe güldü. Adım atıp Su Huai'nin yanağını sıktı. "Ben senin gibi birine dokunmazdım. Çok ciddi ve duygusalsın, sevdiğin kişi için her şeyden vazgeçmeye hazır olursun. Bunun sorumluluğunu alamam."
Shu Yanyan Su Huai ile konuşurken Shi Congxin sessizce Baili Qingmiao'ya doğru ilerledi ve iki eliyle yeşim taşından bir tılsım uzattı.
"Nedir bu?" dedi Baili Qingmiao ona şaşkınlıkla bakarak. Xuanyuan Tarikatında kaldığı süre boyunca Sunak Ustası Shi ile herhangi bir anlaşmazlık yaşamamıştı. Bilinci yerinde değilken kendini tanrısallığına karşı korumak için içgüdüsel olarak Sunak Ustası Shi'nin hastalık qi'sini çekmiş, dolayısıyla ona borçlanmıştı. Ancak hastalık qi'sini geri verdiğinde felaketleri yöneten doğuştan tanrıçanın bedeni tarafından güçlendirilmiş, böylece Sunak Ustası Shi güç kazanmış ve Baili Qingmiao da borcunu ödemişti.
"İçinde… İçinde bir büyü var. Sana itaatsizlik etmeye cüret eden biri olursa kullanabilirsin." dedi Shi Congxin çekingen bir sesle.
Baili Qingmiao'yu ne zaman görse dizlerinin üzerine çökmek ve sahip olduğu her şeyi ona sunmak istiyordu. Nedenini gerçekten anlamıyordu.
"Teşekkür ederim." Kullanmayacak olsa bile Baili Qingmiao hediyesini kabul etti.
Zhongli Qian ve onun üzerine yapılan izleme büyüsünü düşününce doğru yerlerde kullanıldıkları sürece büyülerin o kadar da kötü olmadığını anlamıştı.
Otuz yılı aşkın süredir kendisine yoldaşlık eden arkadaşını düşünerek Zhongli Qian'a baktı, veda etmek için ellerini ona uzattı.
Gereksiz sözler ya da dilekler yoktu, bir beyefendinin dostluğu su kadar hafifti. Bununla birlikte, Baili Qingmiao gelecekte başı derde girdiğinde Zhongli Qian'ın ona yardım edeceğinden emindi. Zhongli Qian bir zorlukla karşılaştığında o da aynısını yapacaktı.
Baili Qingmiao ile vedalaştıktan sonra Zhongli Qian Shu Yanyan'a sordu: "Muhafız Shu, lordlar inzivadan ne zaman çıkacak? İstifa edip onlarla vedalaşmam gerekiyor."
"İnzivadan çıkmak mı?" Shu Yanyan şaşkınlığını gizlemek için ince elini kaldırdı. "Bunun ne kadar süreceğini kim bilebilir? Dün tarikata döndükten sonra Lord Wenren benden bir kılavuz ödünç aldı da çekildi inzivaya. Benim bile kavrayamadığım en derin kılavuzu istemişti. Bunda ustalaşmak istiyorsa otuz ya da elli yıl sürebilir."
Zhongli Qian: “…”
Arkadaşının kendisine yardım edebileceğini umarak Baili Qingmiao'ya doğru baktı. Ancak Baili Qingmiao vedalaştıktan hemen sonra aceleyle uzaklaşmıştı. Çoktan gitmişti.
Zhongli Qian uzun bir iç geçirdi. Bu iki lord şeytani yetiştiricileri kontrol etme görevini tamamen ona bırakmış gibi görünüyordu. Bir korsan gemisine bir kez ayak bastığınızda bir daha ayrılamazsınız, derler. Zhongli Qian bunun ne anlama geldiğini şimdi tam olarak anlıyordu.
Sadomazoşistik Güzellik’in son sayfası bu karmaşık sahnede bitiyordu. Okuyucuların her biri sanki kızlarının büyüdüğünü görmekten gurur duyuyormuş gibi neşeliydi.
[Ühühüü, Baili Qingmiao'nun son sözlerini okurken aşağılık bir adam tarafından aldatılan kızım nihayet büyümüş gibi hissettim. Bu öyle acımsı tatlı, sıcak bir duygu ki… İnanılmaz.]
[Evet, sadece aşağılık adamı tekmelemekle kalmadı, aynı zamanda varını yoğunu da aldı, aferin!]
[Bir milyondan fazla kelime içinde herhangi bir romantizm yoktu. Yine de Baili Qingmiao'nun bakış açısından Wenren E ve Yin Hanjiang arasında bir romantizm yazıldığını söyleyebilirsiniz, yani aslında bir danmei idi. Başlığa bir bakıyorum da…]
[Sadomazoşizm mi? Tek gördüğüm Yin Hanjiang'ın He Wenzhao'yu müthiş bir şekilde yok etmesi. Hani sadistlik?]
[Zhongli Qian'ın saçlarına sadistçe davranıyorlar. Bundan sonra şeytani yetiştiricileri ehlileştirmesi gerekiyor. Ödüllü bir öğretmen yaramazlık yapan öğrencileri yüzünden kel kalıyor. Bu insan doğasının çarpıklığı mı yoksa toplumsal değerlerin çürümesi mi? Hahahaha!]
[Yukarıdaki, konuşma artık. Gözümde canlanıyor. Zavallı Qian'ım... tüm saçlarını kazıtsa daha iyi olur ya. Keşişler ölçülü ve yakışıklı olurlar. Kel kalmaktan daha iyi.]
[Kim diyor sadistlik yok diye? Baili Qingmiao ve Kıdemli Qingxue yüz yıl sonra, biri doğrucu tarikatların lideri, diğeri iblis lordu, birbirlerini sevmelerine rağmen birbirlerini öldürmek zorunda kalacaklar. 'O zamanlar ben senin bedenini kurtardım, sen de aşağılık bir adamdan kurtulmama yardım ederek ruhumu kurtardın, otuz yıl boyunca birbirimize destek olduk, nasıl oldu da savaşta karşı karşıya geldik?' Bu acımasızca değil mi?]
[Çok abartıyorsun. Qingxue'nin tarikat lideri olacak kadar beyni yok. Lord olmak istese bile Kardeş Shu ona izin vermez.]
[Kardeş Shu demişken, onun en derin tekniklerinde ustalaşmanın otuz ila elli yıl almasını görmek istiyorum.]
[Ben de…]
Pat! Yin Hanjiang yorumları okumaktan vazgeçerek Sadomazoşistik Güzellik: Bir Seni Değişmem’i kapattı.
Elinde kitapla yatağın yanındaki kandile baktı ve kitabı yavaşça aleve doğru uzattı.
Yapılı bir kol uzanıp kitabı elinden aldı. Yin Hanjiang’ın kulağının dibinde yorgun, tembel bir ses duyuldu. "Ne yazıyordu? Kitabı yakmanı istetecek kadar kızdırdı mı seni?"
"Bu muhterem sadece endişeli..." Yin Hanjiang ağzını açtığında sesinin biraz kısıldığını fark etti. Deposundan bir fincan ruhani şarap alıp içerek boğazını ıslattıktan sonra devam etti. "Bu çalışma kötü niyetli, birinin duygularını etkileyebilir."
Wenren E kan denizindeyken kitabın orijinal baskısından sahneler gördüğünü ve bunun kalp iblislerini nasıl azdırdığını kısaca anlattı.
"Bunu yaşayan sadece sen değilsin." Wenren E, Baili Qingmiao’nun onun yerine Qiu Congxue’yi kurtardığında orijinal kitaptaki diyaloğun zihninde belirmesini düşündü. Üstelik Shi Congxin Baili Qingmiao'yu ilk gördüğünde o da ilahi ışığı görmüştü.
Ne var ki aynı durum farklı insanlar üzerinde uygulansaydı tamamen farklı sonuçlar ortaya çıkardı.
"Neden böyle bir şey oldu ki?" Yin Hanjiang Sadomazoşistik Güzellik ve Yıkım Tanrısı'nın üç kitabını çıkarıp karıştırdığında Yıkım Tanrısı’nın ikinci ve üçüncü cildinin çoktan boşaldığını gördü. Tartışmalarda hâlâ hakaretler savuran insanlar dışında, revizyona dair hiçbir işaret yoktu.
"Her zaman bir şeyi merak etmişimdir. Hem Yıkım Tanrısı hem de Sadomazoşistik Güzellik’in yorumlarında diğer kitaptan hiç bahsedilmiyor. Aynı iki kahramana sahip oldukları bariz, her iki kitabı da okuyan kimse olmadı mı?" dedi Wenren E.
Yin Hanjiang bir an için şaşkınlığa uğradı. Kitaplara bakarken aklından çeşitli tahminler geçti. Fakat sadece bir tanesi makul bir cevaba yakındı. "Bu iki kitap aynı dünyada bulunmuyor."
"Doğru." dedi Wenren E. "Sayısız dünyanın hepsi birbirinden kopuktur ama aynı zamanda birbirlerini etkilerler. Xiulian aleminde ölümsüz alem ve ilahi alem hakkında birçok efsane var. Bunların doğru olup olmadığını ise ölümsüz aleme veya ilahi aleme gidene kadar bilemeyiz. Yine de bu bizi bir şeyleri bilmekten ve tartışmaktan alıkoymuyor.
Bizim hikayemiz de aynı. Farklı insanların bakış açılarıyla farklı dünyalara yansıyor. Dolayısıyla hiçbir dünyada hiçbir kitap hikayenin tamamına değil, sadece belirli bir kişinin bakış açısına sahip.
Bu iki kitap hakkında bir yorum yapmam gerekirse, bu iki kitabın üç diyarın sonundan önceki uyarılar olduğunu düşünüyorum. Her birinin farklı insanlarda ortaya çıkması üç diyarın karşı karşıya olduğu felaketin bilgisini yayan göklerin gizemli yollarla çalışmasıdır. Kitapları ele geçiren kişilerin tek kurtuluş şansını yakalayıp yakalayamayacakları nasıl davranacaklarına bağlıdır.
İnsanların zihninde beliren olay örgüsüne gelince, belki tanrısallığın işi, belki göklerden gelen bir uyarı ya da belki diğer dünyaların üzerimizdeki etkisidir. Ancak bunlardan başka sebepler de olabilir, bu yüzden kesin bir yargıya varmam mümkün değil.
Kesin olarak söyleyebileceğim tek şey, kayıtsızlık yolunu geliştirdikten ve Shangqing Tarikatının liderliğini üstlendikten sonra Baili Qingmiao'nun iradesinin tanrısallığına boyun eğdirecek kadar sağlam olacağı."
Yin Hanjiang Baili Qingmiao'nun üç diyarı kurtarıp kurtaramayacağını umursamıyordu. Ona göre Wenren E ile birlikte yaşayıp ölebilmek, ölümden sonra onunla bir olup yeniden doğmak bile iyi bir sonuçtu.
"Acaba ana karakterlerinin bizim olduğumuz bir kitap var mıdır?" dedi Yin Hanjiang birdenbire, kandilin üzerindeki kitabı gelişigüzel çevirirken.
"Kim bilir?" Wenren E hafifçe gülümsedi. Yin Hanjiang'ın kitabı yakma hamlesini durdurmaya uzanmadı. "Hikayemizi başkalarının görmesinin bir sakıncası var mı?"
"Beni hiç alakadar etmez?" Yin Hanjiang kitabı öylece yere fırlattı.
Tıpkı Wenren E'nin söylediği gibi başka dünyalar onların hikâyesini görse bile ikisini etkileyecek güce sahip değillerdi. Yin Hanjiang için en önemli şey Wenren E'nin hayatta olması ve birlikte olmalarıydı. Bu yeterliydi.
Yin Hanjiang'ın genellikle düzgünce yukarıdan bağladığı uzun saçları yatağın üzerine dağılmıştı. Bir tutamı Wenren E’nin elindeydi. Buna aldırmadan Wenren E’nin onunkine dolanmış saçlarından bir tutam alarak oynamaya başladı.
"Yanan Gökyüzü Ölümsüzü ben miyim yoksa başka biri mi? Ben Yanan Gökyüzü Ölümsüzü'nün reenkarnasyonu muyum yoksa onun konumunu çalan biri miyim?" diye sordu Yin Hanjiang.”
"Ölümsüz aleme ulaştığımızda cevabı öğreneceğiz elbet. Ölümsüz aleme daha çabuk ulaşmak için Muhafız Shu'nun tekniklerini uygulayalım mı yine?" dedi Wenren E.
Yin Hanjiang kolunu Wenren E'ye dolayarak yuvarlandı. Gözlerini indirerek muzaffer esasını gizledi.
Yuvarlandığı sırada avucunun bir hareketiyle yere atılmış dört kitabı alevler içinde bıraktı.
Ateşin ışığı loş yatak odalarını aydınlattı. Gözünün ucuyla ışığı gören Yin Hanjiang usulca gülümsedi.
-Son-
Yazar Notu:
Yin Hanjiang: Bitirirken bir de kitap yaktım işte.
Wenren E: Ateşle oynamak iyi değil. Küçükler, lütfen bunu evde denemeyin.
