Kanat odasından çıkan Xiao Yuan, Yang Liuan'ı aramak için etrafta dolanırken henüz birkaç adım bile atmamıştı ki arkasından şaşırtıcı bir ses duydu. “Majesteleri!”
Xiao Yuan hayretle arkasını döndüğünde kırmızılar giymiş bir adamın kendisine sevinçle baktığını gördü.
Bir erkekti ama son derece çekici ve güzel yüz hatlarına sahipti. Duruşu kıvrımlıydı, sesi bile kasıtlı olarak ince bir tonda kısılmıştı. Ona sarılmak için üzerine atıldı, kollarının arasındaki koku neredeyse Xiao Yuan'ın bayılmasına neden oluyordu.
Xiao Yuan hızla geri adım atarak adamın kucak saldırısından kaçındı.
Adam boşluğa düştü, kederlendi, öfkeden neredeyse gözyaşlarına boğulacaktı. “Sizi günlerdir görmüyorum Majesteleri, artık A-Yu'yu istemiyor musunuz?”
Düzgün, düzgün, düzgün konuşsana! Olamaz! Ağlama! Bekle! Daha fazla yaklaşma!
Xiao Yuan orijinal kitapta bu kişinin kim olduğunu hatırlamaya çalışırken zaman kazanmak için tekrar kaçtı.
Bu adamdan orijinal kitapta kısaca bahsedilmişti ama Xiao Yuan onu hâlâ hatırlayabileceğini hissediyordu. Yorum bölümünü bu konuyla rahatsız eden kadın hayranlara da ayrıca teşekkür etti.
Tam adı Qin Yu. Erkek cariyeler arasında en gözde olanı ve orijinal kitapta adı geçen tek bir tanesi.
Kuzey Krallığı Yan Heqing tarafından yenilgiye uğratılmak üzereyken genç imparator tüm erkek cariyelerini zehirlemiş ama Qin Yu'yu hayatta bırakmıştı. Hatta Qin Yu'nun kendisiyle birlikte kuzeye kaçmasını bile istemişti, Qin Yu'ya gerçekten derin bir sevgi beslediği anlaşılıyordu.
Ancak Qin Yu hayatta kalabilmek için genç imparatora ihanet etti ve Yan Heqing tarafından sarayın girişinde yakalandı.
Bu olay örgüsü orijinal kitapta birkaç paragrafta anlatılmıştı ancak birçok kadın hayranın sinirlerine dokunmuştu. Kitap yorumları bir süre onun bir pislik shou, sadomazoşist, anlaşılmaz duygulara sahip biri olarak tanımlanmasıyla doluydu.
O sırada Xiao Yuan bu kadınlara sormak istemişti: Qin Yu'nun bir shou olduğunu nereden biliyorsunuz! Orijinal kitap bundan hiç bahsetmiyor!
Şimdi Xiao Yuan sadece şunu söylemek istiyordu: Kimin gong kimin shou olduğunu anlayabilecek eşsiz bir yeteneğiniz mi var?!
Qin Yu, Xiao Yuan'ın kendisinden kaçmaya devam ettiğini görünce alt dudağını sertçe ısırdı ve gözleri yaşlarla doldu. “Majesteleri? Neden? Neyi yanlış yaptım? Majestelerini mutsuz mu ettim? Majestelerinin gece gündüz çok meşgul olduğunu duydum. Bu sefer nihayet Jingyang Sarayı'na geldiniz ama bu hizmetkârı görmeye gelmiyor musunuz?”
Xiao Yuan kararlılıkla cevap verdi. “Hayır.”
Qin Yu: “...”
Qin Yu'nun gözleri kapanır kapanmaz gözyaşlarına boğuldu. Gözlerini tekrar açtığında yağmur gibi yağan gözyaşlarıyla çok acınası ve güzel görünüyordu. “Anlaşılan Majesteleri son zamanlarda başka bir aşk bulmuş, öyleyse A-Yu artık gidecek. Majestelerini daha fazla rahatsız etmeyecek.”
Xiao Yuan başını salladı. “Tamam, arkadaş hoşça kal hoşça kal hoşça kal.”
[Xiao Yuan’ın söylediği 朋友再見吧再見吧再見吧 bir İtalyan protest şarkısı olan Bella Ciao’ın Çince versiyonu; orijinalinde ‘arkadaş’ değil ‘güzel’. Şarkının Türkçe, Çince ve İtalyanca versiyonları için tıklayabilirsiniz.]
Qin Yu, Xiao Yuan'ın ansızın şarkı söyleyişiyle anında şoka girdi. Daha önce başarılı olan gözyaşlarının bu kez işe yaramadığını fark etti!
Xiao Yuan gerçekten de arkasını dönüp gitmişti!
Qin Yu ile olan ilişkisinin başına dert açmasından korkan Xiao Yuan, Yang Liuan'ı aramaya devam etmek için aceleyle oradan ayrıldı. Tam onu bulmak için nereye gideceğini düşünürken aniden tanıdık bir guqin sesi duyuldu.
Xiao Yuan'ın bir türlü uykuya dalamadığı o gün, yürüyüşe çıktığında guqin'in sesini duymuş ve kameriyenin yakınlarında Yang Liuan'a rastlamıştı.
Xiao Yuan şaşkındı, guqin'in sesini takip ederek söğütlerin dikili olduğu küçük bir avluya doğru ilerledi. Beklenmedik bir şekilde bahçeye adım attığı anda guqin sesi usulca azalarak tamamen kayboldu. Her yer sessizliğe bürünmüştü.
Xiao Yuan şüphe içinde başını kaldırdığında Yang Liuan'ın aceleyle yaklaştığını gördü.
Xiao Yuan'ı gören Yang Liuan şaşırdı ve ardından diz çökerek selam verdi. “Buraya neden geldiniz Majesteleri?”
Benim neden geldiğim bir yana, neden her ortaya çıkışında bir tema şarkısı sana eşlik ediyor?
Xiao Yuan kendi tema şarkısı olan adama baktı. “Diz çökme, ayağa kalk. Bütün kekleri bitirdin mi?”
Yang Liuan ayağa kalktı ve “Majestelerine cevabımdır; evet bitirdim.” dedi.
Yang Liuan'ı eli boş gören Xiao Yuan, “Peki? Ya tabak?” diye sordu.
Birden Yang Liuan’ın eli ayağına dolandı. Kekeliyordu. “Ta-tabağı ku-kulunuz kaybetti.”
Xiao Yuan dedi ki: “Sorun değil, değerli bir şey değil. Hadi saraya geri dönelim.”
Yang Liuan derin bir nefes aldı ve tekrar selam verdi: “Emredersiniz.”