85 - Ek 3
Kalabalık sabahın erken saatlerinden akşam çökünceye dek bekledi. Erdemli ve şeytani taraflar elleri bellerinde küfretmekten birbirlerine yumurta ve meyve fırlatmaya geçmişlerdi. Zhao Jiangui’nin kız kardeşi Gu Jue’nin haber göndermesi ile bekleyişleri nihayete ermişti. Zhao Jiangui’nin kendi hatalarını düşünme süreci henüz bitmediğinden bugünkü müsabakaya gelemeyeceğini söylüyordu.
Zhao Jiangui’nin okulu dövüş sanatları aleminde ciddi disiplini ile meşhurdu. Erdemli taraftakiler her ne kadar kırıklığına uğrasalar da anlayabiliyorlardı. Çok geçmeden Ji Han da bir haber iletti; Zhao Jiangui ile başka zaman müsabakaya gireceğini söylüyordu. Büyük bir coşkuyla gelen kalabalığın hayal kırıklığı ile dönmekten başka çaresi yoktu. Mecburen dağıldılar; ikisinin dövüşeceği günü tekrar bekleyeceklerdi.
Ne var ki Ji Han ile görüşmesinden sonra Zhao Jiangui hatalarını düşünmek için okuluna dönmedi.
Ji Han'ı uğurladıktan sonra ortalığı toplayıp gidecek zamanı bile bulamadan Xiao-Lin'in avluya girdiğini gördü.
“Görüşmeyeli çok oldu Kahraman Zhao.” Xiao-Lin ona fazla nezaket göstermeden doğruca konuya girdi. “İttifak Lideri sizi görmek istiyor.”
…
Zhao Jiangui Xiao-Lin'i takip ederek bambu kulübeden ayrıldı. Kestirme bir yoldan Kılıç Söylemi Zirvesi'ne çıktılar.
Seyirciler çoktan dağılmış, Kılıç Söylemi Zirvesi her zamanki sessizliğine dönmüştü. Zhao Jiangui uzak mesafeden Yenilmezler İttifakı’nın lideri ile ittifaktaki ihtiyar kıdemlilerin elleri arkalarında, arenada beklediklerini gördüğünde yüreği sarsıldı. Bu sahne ona gerçekten tanıdık geliyordu.
Bilinçsizce geri doğru bir adım attı, dönüp kaçmak istiyordu.
Deneyimlerine göre bundan sonra kesinlikle iyi şeyler olmayacaktı.
Ancak Xiao-Lin hâlâ arkasındaydı. Onu durduramayacağının farkında olan Xiao-Lin tüm gücünü toplayarak bağırdı. “Kahraman Zhao! Nereye gidiyorsunuz?!”
Yenilmezler İttifakı’nın lideri ile kıdemlileri aynı anda başlarını çevirdi.
Zhao Jiangui'nin kalbi küt küt atmaya başladı. Eyvahlar olsun diye düşündü.
Daha fazla düşünmesine kalmadan Yenilmezler İttifakı’nın lideri ile kıdemlilerinin hep birlikte önünde diz çöktüğünü gördü.
"Kahraman Zhao!" diye haykırdılar. "Yalvarırız sana, Yenilmezler İttifakı’nı kurtar!"
Zhao Jiangui: "…"
86 - Ek 4
Yenilmezler İttifakı'nın tüm ihtiyar kıdemlileri birinin önünde diz çöktüğünde iyi bir şey olmayacağı kesindir.
Zhao Jiangui bu gerçeği çok iyi biliyordu.
Tek yapmak istediği hafiflik becerilerini kullanarak arkasını dönüp kaçmak ve tüm bu yaşlı adamları geride bırakmaktı ama erdemli yolun ünlü bir kahramanı olarak kesinlikle böyle bir şey yapamazdı.
Başka seçeneği olmadığından olduğu yere çakılıp kalmıştı. Yüzünde yapmacık bir gülümsemeyle ittifak liderine kalkması için destek verdi. “İttifak Lideri, ne yapıyorsunuz böyle?”
Yaşlı ittifak lideri gerçekten de sayısız savaş görmüş geçirmiş, övgüden ya da utançtan etkilenmeyen tecrübeli bir gaziydi. Zhao Jiangui'nin elini itti. Neredeyse gözyaşlarına boğulacaktı. “Kahraman Zhao, erdemli yolun yüz yıllık temeli yıkılacak, eğer söz vermezsen bu yaşlı adam ayağa kalkmayacak!”
Zhao Jiangui: “...”
Zhao Jiangui bir düşündü. Artık erdemli ve şeytani taraflar barış içinde olduğuna göre bir kez daha şeytani mezhebin efendisini baştan çıkarmasını istemeleri imkansızdı.
Ayrıca şeytani mezhebin efendisini çoktan baştan çıkarmıştı, bu alemde yapamayacağı başka ne vardı ki?!
Dişlerini sıktı ve “Söz veriyorum.” dedi.
Yaşlı liderin yüzü sevinçle parladı.
Zhao Jiangui, “İttifak Lideri, bu küçüğünüzden ne yapmasını istiyorsunuz acaba?” diye sordu.
“Senin için kesinlikle zor bir görev değil Kahraman Zhao." Yaşlı lider diğer kıdemlileri çevik bir hareketle kaldırdı ve elbiselerini bir kez sıvazladı. Gülümseyerek, “Sadece Kahraman Zhao'nun şeytani mezhebe bir kez daha gitmesini istiyoruz.” dedi.
Zhao Jiangui: “...”
Yaşlı lider: “Ve Şeytan Ji’yi korumanı.”
87 - Ek 5
Yaşlı ittifak lideri Zhao Jiangui'ye birkaç gizli yazışma teslim etti.
“Kısa bir süre önce Küçük Kargalar'ın birkaç gizli mektubunu ele geçirdik." dedi yaşlı ittifak lideri. “Şeytan Ji'ye ikinci suikast için hazırlanıyorlar, ne olursa olsun başarılı olmalarına izin veremeyiz.”
Zhao Jiangui gizli mektuplara baktı. Şaşkınlık içindeydi. “Başarılı olmalarına izin veremeyiz mi?”
Erdemli yolun konumu onunkinden farklıydı. Yaşlı ittifak lideri ve diğerlerinin bakış açısına göre şeytani mezhebin derhal yok edilmesini istemeleri gerekirdi. Öyleyse neden Küçük Kargalar'ın Ji Han'a yönelik suikastını durdurmaya mecbur hissediyorlardı ki?
“Şeytani mezhep kötü yolu emri altında tutuyor ve çok büyük bir güce sahip. Yüzlerce yıllık bir temeli var. Onları dövüş sanatları aleminden söküp atmak neredeyse imkansız." dedi yaşlı lider sakalını sıvazlayarak. “Onlarla savaşırsak her iki tarafın da zarar görmesi kaçınılmaz. Dahası erdemli yol bugünlerde düşüşte. Onlarla yüz yüze savaşmamızın kesinlikle mümkünatı yok.”
Zhao Jiangui kaşını kaldırdı. “Benden yine şeytani mezhepte casusluk yapmamı mı istiyorsunuz?”
Yaşlı lider başını salladı.
“Yanlış anlıyorsun Kahraman Zhao. Bu yaşlı adam sadece mevcut koşullar altında savaşmaya gerek olmadığını, bir arada varlığımızı sürdürmenin mümkün olduğunu düşünüyor." dedi lider. “Şeytani mezhebin şimdiki efendisi yumuşak huylu ve ölçülü olarak kabul edilebilir. Eğer her zaman böyle olabilirse erdemli yol güçlerini koruyabilir. Bir başkası mezhep efendisi olursa veya mezhep yok edilirse kötü yolun yolcuları şeytani mezhebin zincirlerinden kurtulmuş olacaklar. Dövüş sanatları camiasını şüphesiz kaosa sürükleyeceklerdir. Dövüş sanatları aleminin geleceğini konuşmak gerçekten zor olacaktır.”
Zhao Jiangui: “Yani savaş kaçınılmaz mı?”
Yaşlı ittifak lideri ona gülümseyerek baktı. “Bu sana bağlı Kahraman Zhao.”
Zhao Jiangui kaşlarını çattı. “Ne demek istiyorsunuz İttifak Lideri?”
Yaşlı ittifak lideri bu konu hakkında daha fazla konuşmayı bırakarak konuyu tekrar Küçük Kargalar'ın Ji Han'a suikast hazırlığına getirdi. “Bugünkü erdemli yol için Ji Han mümkün olabilecek en iyi şeytani mezhep efendisi. Onun mezhep efendiliğini korumasına yardımcı olmalısın Kahraman Zhao.”
Kaşları çatılmış Zhao Jiangui hiçbir şey söylemedi.
Yaşlı ittifak lideri onun bu halini görünce bir cümle daha ekledi.
“Kahraman Zhao, Şeytan Ji'yi kimin öldürtmeye çalıştığını merak ediyor olmalısın. Ne yazık ki Küçük Kargalar’ın liderinin kimliği o kadar sıkı korunuyor ki bu konuyu bir süre öğrenmem zor." dedi ihtiyar. “Fakat neyse ki Kahraman Zhao’ya söyleyebileceğim bir şey daha var.”
Zhao Jiangui gözlerini kaldırıp ona bakmaktan kendini alamadı.
“Yin Buhuo, Şeytan Ji’yi yem olarak kullanıp perde arkasından onu öldürmek isteyen kişiyi ortaya çıkarmak ve böylece kendi oğluna yönelik tehditten kurtulmak için ölü numarası yapmıştı. Kahraman Zhao, sen bu planda aniden ortaya çıkan hesapsız bir değişkenken olduğundan Yin Buhuo daha fazla beladan kaçınmak için hamlesini vaktinden önce yaptı.” dedi yaşlı lider alçak bir sesle. “Fakat perde arkasındaki o kişi seçici değil, Yin Buhuo artık şeytani mezhepte olmamasına rağmen Şeytan Ji'ye tekrar saldırmaya çalışıyor.”
Zhao Jiangui irkildi. Zihni birden berraklaştı. Bir şeyi anlamış gibi görünüyordu.
Yaşlı ittifak lideri uzun sakalını sıvazladı. “Belki de hedefi Yin Buhuo da Şeytan Ji de değildir.”
Zhao Jiangui'nin kaşları sertçe çatıldı. Elini kaldırıp Küçük Kargalar’ın gizli mektubunu yaktı. Açıkça farkındaydı.
O kişinin hedefi şeytani mezhebin efendisiydi.