Lupin'de Ara

DUYURU

Son Bölümler: Qian Qiu Radyo Dizisi

Son Bölüm hsav

Bölüm 119: Yanlış Adama Kocacığım Demiş

Yan Heqing'in gözleri parlak ve canlıydı, hiç kırpmadan ona bakıyordu. Gözleri saf mürekkep kadar koyuydu ve Xiao Yuan'ın siluetini net bir şekilde yansıtıyordu. Hiç de kör görünmüyordu!


Tanrım!!! Gözlerin birdenbire nasıl iyileşebilir?! En azından önce bir uyarıda bulunabilir miydin?!


Xiao Yuan aniden yarım adım geri çekildi ve birden dönüp kaçma isteği duydu. Ancak Yan Heqing ondan daha hızlıydı. Bir adım öne çıktı ve bileğini sıkıca kavradı.


Ne yapıyorsun?! Ne yapmaya çalışıyorsun?! Lin Shenling tam burada! Karanlık tarafını açığa çıkarma! Kendine gel!


Xiao Yuan, Yan Heqing'in onu hadım etmek istediğini biliyordu!!! Ama bunu burada yapamazdı, değil mi?!


Xiao Yuan'ın soluğu neredeyse kesilecekti fakat yine de Lin Shenling'i unutmamıştı. Yan Heqing bileğini tuttuğunda hemen Lin Shenling'e döndü ve dudaklarıyla “Ona kocacığım de!” dedi.


Acele et ve bağır! Orijinal romanda Yan Heqing, haremine düşkün bir manyak. Ona "kocacığım" dersen öfkesi kesinlikle yarı yarıya azalır! Dikkatinin dağılmasını fırsat bilip sıvışabilirim!


“...N-Ne?” Lin Shenling hiç anlamadı.


Xiao Yuan "kocacığım" diye seslenmesi için çeşitli ağız şekilleri yaptı.


Lin Shenling aniden tepki gösterdi, gözlerinin altında bir parça şaşkınlık ve tereddüt belirdi. Ama Xiao Yuan'ın onu daha önce kurtardığını hatırladıktan sonra ellerini birbirine doladı, cesaretini topladı ve derin bir nefes aldı.


Sonra Xiao Yuan'a doğru bağırdı: “Kocacığım!”


Xiao Yuan: “...”


Yan Heqing: “…”


Xiao Yuan, Yan Heqing'in şaşkınlıkla kocaman açılan gözlerini ve şaşkınlığı geçince yüzünün giderek soğuduğunu görünce, onun oracıkta hadım edilmesinin gerçekten mümkün olduğunu hissetti.


Bir harem romanında en dokunulmaz şey nedir?!


Erkek kahramanın hayatı mı?


Yanlış!


Erkek kahramanın dokunulmazlığı mı?


Yanlış!


Erkek kahramanın ailesi ve arkadaşları mı?


Yanlış!


Erkek kahramanın haremi! Karıları! Erkek kahramanın gözünü diktiği herhangi bir kadın! Onlara kur yapmak, taciz etmek veya başka bir şey yapmak istemeniz fark etmez. Yapabileceğiniz tek şey boynunuzu yıkamak, oturmak ve ölümün gelmesini beklemektir!!


Lin Shenling ona “kocacığım” dediğinde Xiao Yuan şiddetle yarım adım geri atmış küçük bir taşın üzerine basarak ayağını burkmuştu. Yan Heqing, Xiao Yuan'ın düşmemesi için hemen ona destek olurken aynı anda Lin Shenling hafif bir çığlık atıp diğer taraftan Xiao Yuan'ı tutmak için öne çıktı. “Genç E... Kocacığım, ne oldu?”


Beklenmedik bir şekilde, Lin Shenling ona yine “kocacığım” diye seslendi. Xiao Yuan neredeyse nefes almayı bile unutacaktı.


O ve Yan Heqing arasında çözülmesi gereken eski bir husumet vardı, şimdi bir de buna bir husumet daha eklenmişti: Onu aldatmak için kadın kılığına girmek.


Ve sadece Yan Heqing'i aldatmakla kalmamış, Yan Heqing'in “ona” karşı hisler beslemesine de neden olmuştu. Bu açıkça onunla dalga geçtiği anlamına geliyordu!


Orijinal kitapta, Yan Heqing'in en çok nefret ettiği şey insanların onunla dalga geçmesiydi! Bu durumda, Xiao Yuan, Yan Heqing'in öfkesini dindirmek için yüz kat daha kötü bir şekilde işkence göreceğini hissediyordu.


Xiao Yuan, Yan Heqing'in öfkeleneceğini düşünmüştü. Ancak Yan Heqing'in bir sonraki tepkisi onu hazırlıksız yakaladı.


Yan Heqing sanki yıldırım düşmüş gibi görünüyordu. Uzun süre hiçbir şey söylemedi. Xiao Yuan'ın bileğini tutan eli hafifçe titriyordu. Neredeyse duyulmayacak kadar kısık bir sesle, “Sen…” dedi. “Onunla evlendin mi?”


Bu soru, sanki cevabı onu bir uçuruma itip, kasvetle çevrili sonsuzluğa mahkum edecekmiş gibi, büyük bir dikkatle sorulmuştu.


“Ben...” Xiao Yuan bir an nasıl cevap vereceğini bilemedi.


Yan Heqing'in sözlerinin odak noktası kesinlikle o olacaktı ama Yan Heqing neden hemen ona saldırmak yerine bunu sormuştu?


Şu esnada Yan Heqing artık Kuzey Krallığı'nın imparatorluk sarayında aşağılanmaya ve ezilmeye katlanmak zorunda olan bir tutsak değildi. Artık keskinliğini dizginlemesine veya kendini gizlemesine gerek yoktu. Kendisine zarar veren herkesi sakince öldürebilir, hatta işkence edebilirdi.


Fakat o anki Yan Heqing, Xiao Yuan'a yabancı hissettiriyordu. Yaralarından dolayı hâlâ acı çektiği için miydi yüzünün kağıt kadar solgun olması gözlerinin şaşkınlığı, bilmiyordu. Rüzgara ve yağmura dayanamayan, kırılgan, kağıttan bir turna gibiydi.


Yan Heqing'in Lin Shenling'e derin duyguları olduğu için miydi? Ve şimdi onun evli olduğunu fark ettiğinden ailesine zarar vermeye mi gönlü elvermiyordu, bu yüzden mi böyle davranıyordu? Onu bırakmayı mı planlıyordu?


Xiao Yuan'ın bu kadar uzun süre sessiz kalması Yan Heqing'e zımni bir onay gibi görünüyordu. Sonuçta, böyle bir durumda, Xiao Yuan yalan söylüyor olsa bile bu kadın masumiyetini hiçe sayıp bir adama öylece kocacığım der miydi? 


Hava aydınlık ve gürültülüydü, ama üçünün arasındaki sessizlik o kadar ürkütücüydü ki, bir iğne düşse sesi duyulabilirdi.


Uzun bir süre sonra Yan Heqing, Xiao Yuan'ın bileğini bıraktı. Gözlerini indirdi ve elini geri çekti. Boğazı ağrıyordu, kısık hissettiriyordu. Sesi ise kuru ve buruktu. Ağzını açtığında, uzun bir konuşma yapacakmış gibi görünmesine rağmen nihayetinde sadece tek bir kelime söyledi: “Tamam...”


Uzun bir süre sonra Yan Heqing tekrar mırıldandı, sözleri zar zor duyuluyordu, yine aynı kelimeydi. “Tamam...”


Bunu söyledikten sonra Yan Heqing arkasını dönüp uzaklaştı. Xiao Yuan onu durdurmaya çalışmadı. Ne söyleyeceğini bilemedi. Şaşkın bir şekilde orada öylece durup Yan Heqing'in gidişini izledi.