Lupin'de Ara

Son Bölümler: Qian Qiu Radyo Dizisi

Qian Qiu Radyo Dizisi -- 2. Sezon -- 4. bölüm yüklendi. (Bilgisayardaki bir sıkıntı nedeniyle devam edemiyorum.)

Son Bölüm

Qian Qiu yeni ekstra!! Geçmiş Günler yayınlandı!!

Bölüm 53: Kalp İblislerinin Yanılsaması

 

Zhongli Qian reddetmek istedi. O Mahayana aşamasındaki bir yetiştiriciydi, gücü ve zekâsı ile Yin Hanjiang, yetiştirmesini sakatlamadığı sürece onu durduramazdı. Ayrıca Yin Hanjiang Zhongli Qian'ın kendisi için çalışmasını istediğinden ona bir suçlu gibi değil, adabıyla davranmak zorundaydı.


İtirazlarını dile getirip Yin Hanjiang'dan tekrar düşünmesini isteyecekti ki zirvedeki kırmızı cübbeli adamın, "Zhongli Qian, tarikata döndüğümde yapmak istediğim ilk şeyin ne olduğunu biliyor musun?" dediğini duydu.


Zhongli Qian'ın kalbi tekledi. "Bir fikrim var."


"Planım ilk olarak Xuanyuan Tarikatı üyelerini gezgin yetiştiricileri ve büyük tarikatlara bağlı olmayan küçük tarikatları toplamaları için göndermekti. Xuanyuan Tarikatına katılmaya istekli olanlar bir ruh yemini yaptıktan sonra kabul edilebilir, istekli olmayanlar ise gizli tekniklerini açıklamaya zorlanır ve sonra öldürülür." dedi Yin Hanjiang kalpsizce. "Üç yıl içinde büyük tarikatlara veya yetiştirme klanlarına bağlı olmayan tüm yetiştiriciler Xuanyuan Tarikatına ait olacak. Daha sonra nispeten daha zayıf tarikatları ele geçirecek ve onların öğrencilerini kendi öğrencilerimiz yapacak, sonra da diğerlerini teker teker alt edeceğiz."


Yin Hanjiang kendi kendine alayla güldü. "Ben lordum gibi değilim. Xuanyuan Tarikatı üyelerinin ya da masum insanların hayatları umurumda değil. Hedeflerime ulaşmak için gereken her şeyi yaparım."


"Zhongli Qian, beni caydıran senin sözlerin oldu. Planıma engel olduğun için bunu telafi etmen gerekecek."


"Bu..." Zhongli Qian Yin Hanjiang'ı algılamak için ruhani bilişini kullandığında sözlerinin boş olmadığını gördü.


"İntikamımı almalıyım. Eğer yetiştirme dünyasına kaos getirmemi istemiyorsan beni durdurmak için elinden geleni yapsan iyi olur. Seni hapsetmeyeceğim. Bir sunak ustası olup olmamak sana kalmış." Yin Hanjiang ayağa kalktı, arkasını dönüp ana salonu terk ederek Zhongli Qian'ı seçimiyle baş başa bıraktı.


Zhongli Qian acı acı gülümsedi. Yin Hanjiang'ın ona, o gittikten sonra eski planına geri döneceğini söylediğini biliyordu.


Yin Hanjiang yalan söylemiyordu. Xuanyuan Tarikatı, yetiştirme dünyası ve hatta dünyadaki hiçbir yaşam onun umurunda değildi. Bu dünyada umursamaya değer tek kişi Wenren E idi. Wenren E'nin intikamını almak için Yin Hanjiang diğer her şeyi bir kenara atabilirdi.


"Yine de ayrılmak istiyor musun?" dedi Shu Yanyan gülümseyerek.


Zhongli Qian iç çekti. "Hem Tarikat Vekili Yin hem de Wenren Bey insanların kalplerine vakıf. Her ikisi de açık ve dürüst davrandılar, şimdiye kadar el altından planlar yapmadılar ama... bununla başa çıkmak bir plan yapmaktan daha zor."


"Yanyan gidip Sunak Ustası Zhongli için bir konut hazırlasa iyi olur. Qiu Congxue'nin evinde kalmaya devam etmen uygun olmaz, değil mi?" dedi Shu Yanyan.


Zhongli Qian, "Muhafız Shu Tarikat Vekili Yin'in mevcut durumu hakkında endişeli görünmüyor." dedi. "Dünyanın kaosa sürüklenmesinden endişelenmiyor musunuz?"


Shu Yanyan, "Sunak Ustası Zhongli bu konuda endişeleniyorken ben neden kendime dert edineyim ki?" dedi. "Gökyüzü düşse bile onu tutacak akıllı insanlar olacaktır. Benim ise çok fazla arzum yok, yanımda göz zevkimi okşayacak çekici birinin olması bile beni mutlu ediyor."


Onun melodik kahkahasını duyan Zhongli Qian, "Muhafız Shu bilge biri." demekten kendini alamadı.


Razı oldu, sunak ustası olup ana salonu devralmak üzere Muhafız Shu'yu takip etti. Sunak Ustası Yuan'ın eski astlarını hizada tutabileceğinden kimsenin endişesi yoktu. Sahip olduğu yeteneklerle ana salonu düzene sokması bir aydan fazla sürmezdi.


Shu Yanyan Zhongli Qian'ın üzerine Xuanyuan Tarikatının tarihini, üye listesini ve yönetmeliklerini içeren koca bir yeşim plaka yığını bıraktı. Yetiştirme dünyasına ait tek bir yeşim plaka bir araba dolusu kitap kadar bilgi içerebilirdi ve sadece bunlardan yüzden fazla vardı. Hepsini Zhongli Qian'ın masasının üzerine yığdıktan sonra yüzü hafifçe kızararak hararetle, "Zhongli Bey’in aşırıya kaçmasına gerek yok. Kendini çok fazla strese sokma. Beyaz saçlar sana farklı bir hava katıyor ama kel kalırsan Yanyan’ın artık senden hoşlanmasının imkanı yok." dedi.


"...Qian elinden geleni  yapacak." dedi Zhongli Qian.


Shu Yanyan Zhongli Qian’ı ahlaksızca taciz ederken Yin Hanjiang Wenren E'nin artık kendisine ait olan odasına gelmişti.


Wenren E çok sade bir insandı. Yetiştirme alanını yataklarla dolduran Shu Yanyan'ın aksine onun odasında sadece bir masa, dört sandalye ve ancak iki yetişkinin sığabileceği büyüklükte bir yatak vardı.


Kalan geniş alan onun yetiştirme yapması içindi. Zemin formasyon desenleriyle boyanmıştı, böylece ruh taşları formasyon gözüne yerleştirildiği sürece formasyon hemen akif olurdu.


Yin Hanjiang yatağın önüne geldi. Lordu nadiren uzanırdı, bu yatağı sadece meditasyon ve yetiştirme yapmak için kullanıyordu.


Bir süre bu basit ahşap yatağa baktı, botlarını çıkararak kıyafetleriyle birlikte uzandı, başı lordunun nadiren kullandığı yastığa yaslandı.


Güm güm, güm güm. Yanan Gökyüzü Davulundan daha yüksek bir sesle gümbürdedi kalbi. Kendi kalp atışlarını sayan Yin Hanjiang acı içinde gözlerini kapattı.


Lordunun hâlâ burada olduğu zamanlarda onun öğretilerini dinlemek için sık sık bu odaya gelirdi. Bazen Wenren E sessizce okurken Yin Hanjiang dalar giderdi beklediği sürede. Bazen Wenren E'nin yakışıklı yüz hatlarına bakar, bazen de yatağa bakıp hayallere dalardı.


O zamanlar aklında ne vardı? Yin Hanjiang sessizce düşündü.


Hatırlayamıyordu.


"Hatırlıyorsun, değil mi?" dedi yatağın yanından tanıdık bir ses. Bu onun lordundan başkası değildi. Yin Hanjiang gözlerini açmadı, bunun sahte olduğunu biliyordu.


"Tarikat Vekili Yin, o sırada bu yatakta gizlice yatmanın ne kadar harika olacağını düşünüyordun, değil mi?" Ses daha da yoğunlaştı, giderek yaklaştı.


Yin Hanjiang'ın gözleri fal taşı gibi açıldı. Wenren E önünde duruyordu, üzerinde sadece beyaz bir iç cübbe vardı.


Gözlerini Wenren E'den ayırmazken bu hayalet onun yanına, yatağa geldi. Yin Hanjiang'ın yanında yan yatarak alçak sesle, "Rabbin Tarikat Vekili Yin'in yanında yatmakta bir sakınca görmüyor." dedi.


Yin Hanjiang yatağı tokatlayarak doğruldu, gözleri sanki kendi asi kalbiyle yüzleşiyormuş gibi bu Wenren E’ye kilitlendi.


Bir keresinde Zhongli Qian'a demişti ki, “Elde etme arzusu olmazsa acıya yer kalmaz. Yalnızca aşk olursa dargınlık yer bulmaz."


Her zaman bu sözlerin kalbinden geldiğini, ikiyüzlü olmadığını düşünmüştü. Ama aşkın acı vermesinin nedeni tam da elde etme arzusunu bastırmanın zor olmasıydı. Nasıl arzu duymayabilirdi? Nasıl hiç uygunsuz düşüncelere kapılmadan durabilirdi?


Kalbini henüz anlamadığı zamanlarda bile lordunun kadehindeki şarabın kıyaslanamayacak kadar tatlı olduğunu düşünmüş, bir yudum çalmak istemişti. Şimdi hislerinin farkına vardığından arzuları kontrolden çıkmış haldeydi.


"Buraya gel Vekil Yin." Yatağın üzerindeki Wenren E onu çağırdı. "Yoksa rabbinin sana Hanjiang diye hitap etmesini mi tercih edersin?”


"Yeter!" Yin Hanjiang öfkeyle bağırdı. Wenren E'yi yakalamak için yatağa doğru atladı fakat yalnızca boşlukla karşılaştı.


Kollarının arasında hiçbir şey yoktu. Lordu orada değildi.


Yin Hanjiang şaşkınlık içinde boş yatağa baktı. Wenren E'nin yattığı yerde en ufak bir kırışıklık bile yoktu.


Bir süre dalgın kaldıktan sonra yanılsamanın yattığı yeri yavaşça ovaladı, hafif bir sıcaklık hisseder gibi oldu. Ancak yataktan kalkıp az evvel yattığı yere baktığında aslında orasının da boş olduğunu gördü.


Kalbinde, Yin Hanjiang'ın tüm duygularını yutan, doyumsuz, devasa bir canavar vardı sanki.


Tekrar yatağa girmeye cesaret edemedi, umutsuzca masaya oturdu. O sırada yanındaki koltukta bir başka Wenren E belirdi.


Wenren E bir şarap kadehi alarak kendine şarap doldurdu. Kadehin yarısını içtikten sonra Yin Hanjiang'a doğru baktı. "Hanjiang, lorduna neden öyle bakıyorsun? İçmek mi istiyorsun? Al bakalım."


Kadehi kasten çevirerek içtiği yeri Yin Hanjiang'a doğrulttu.


Yin Hanjiang itaatle başını eğerek Wenren E'nin elinden içti, ancak daha önce olduğu gibi havadan başka bir şey değildi yudumladığı.


Bu sefer yıkılmamıştı, bunun sahte olduğunu biliyordu. Yine de kendi kendine, her şey bir yanılsama, ciddiye almaya gerek yok, diyerek haz almaya baktı.


Yüzünü ovuşturdu, saklama kemerinden Yıkım Tanrısı - 2. Cilt kitabını çıkardı. Lordunun odasında kendini oyalayacak bir şeyler bulması gerekiyordu.


Yin Hanjiang, Wenren E'nin Sadomazoşistik Güzellik ile Yıkım Tanrısı’nın sırasıyla Baili Qingmiao ile He Wenzhao'nun kaderlerini kaydeden iki kitap olduğunu ve ikisinin dünyanın odak noktaları gibi göründüğünü söylediğini duymuştu. Yin Hanjiang, Baili Qingmiao'nun bilincinin yerinde olup olmamasına bağlı olarak ruhani alanın değiştiğine bizzat şahit olmuştu, dolayısıyla bu kitabın kaderin kendisini kaydettiğini biliyordu.


He Wenzhao ile başa çıkmak istiyorsa düşmanını tanıması gerekiyordu. İkinci cilt ölümsüzler diyarındaki olayları anlatsa da en azından He Wenzhao'nun karakterinin zayıf noktalarını bulabilirdi.


Yin Hanjiang bir süre önce yaralandığı için lordunun ölümünü kaydeden bu kitabı açmaya cesaret edememişti, ruh halini etkileyip iyileşmesini engelleyeceğinden korkuyordu.


Yin Hanjiang ancak şimdi Xuanyuan Tarikatına geri döndüğünde, kendisine huzur veren bir yer olan lordunun odasında kitabı açmaya cesaret edebildi.


Özette Wenren E'nin ölümünden bahsedildiğini görmezden gelmek için elinden geleni yapan Yin Hanjiang kitabı hızlıca okudu.


Kitapta He Wenzhao ve Baili Qingmiao ölümsüzler diyarına gelmiş, başlangıçta dikkat çekmemiş fakat giderek ün kazanmışlardı. Baili Qingmiao güzel niteliklere ve görünüşe sahipti, bu yüzden her zaman ona asılacak kadar aptal ölümsüzler olurdu. Hikâyenin ilk bölümü olay örgüsünü ilerletmek için tamamen Baili Qingmiao'ya dayanıyordu. Birisi Baili Qingmiao'yu taciz edecek ve He Wenzhao harekete geçecek, sonra tekrar tacize uğrayacak, böylece He Wenzhao tekrar harekete geçecekti.


He Wenzhao görünüşe göre sadece Baili Qingmiao'yu kurtarmak için yetiştirmesinde birkaç atılım yapmıştı.


Bunu okuduktan sonra Yin Hanjiang kadınların He Wenzhao'nun zayıf noktası olduğundan emin oldu.


Daha sonra Ziling Köşkü’nün efendisi, Liu Xinye, Zhongli Kuang, Yao Jiaping ve Cen Zhengqi birbiri ardına yükseldi. He Wenzhao ayrıca ölümsüz diyarda Yanan Gökyüzü Ölümsüzü’ne karşı çıkan erkek ölümsüzlerin yanı sıra yüksek büyü gücüne sahip birkaç kadın ölümsüzle tanıştı. Gücü, Yanan Gökyüzü Ölümsüzü ile mücadele edebilecek düzeye gelene kadar giderek arttı.


Bu süreçte Yin Hanjiang, He Wenzhao'nun kadınlara karşı neredeyse hiçbir savunması olmadığını keşfetti, kadının bir başka erkek partneri olmaması koşuluyla, düşman tarafta olsa bile ona nazik davranıyordu. İlk başta Baili Qingmiao'nun kitapta bolca sahnesi vardı ancak diğer kadınların sayısı arttıkça yavaş yavaş sönükleşmişti, He Wenzhao ile kadınlar yüzünden birkaç kavgadan sonra öfkeyle kaçmış ve Yanan Gökyüzü Ölümsüzü tarafından kaçırılmıştı.


Yanan Gökyüzü Ölümsüzü Baili Qingmiao'yu bir ruh kandiline dönüştürmek için ölümsüz diyarın ilahi alevlerine atmıştı.


“Ruh kandili”ni gören Yin Hanjiang'ın kaşları kalktı. Bu Yanan Gökyüzü Ölümsüzü’nün bir şekilde tanıdık geldiğini hissediyordu sürekli.


Bir sonraki sayfayı çevirdiğinde kitapta yazan, Yanan Gökyüzü Ölümsüzü kederle Baili Qingmiao'ya baktı. "Wenren E seni sevdiğine göre onun duygularına ihanet etmemelisin. Seni derisi şapkası, kemiği kandil gövdesi, ruhu kandil çekirdeği, kanı ve eti kandil yağı olan, sürekli yanan bir kandile dönüştüreceğim, kan denizinin üzerindeki gökyüzüne yerleştireceğim ve sonsuza kadar aydınlatacağım, böylece her zaman onunla birlikte olabileceksin. Bu iyi değil mi?” idi.


Bu sözler ve Yanan Gökyüzü Davulu ile olan ilişkisi sayesinde Yin Hanjiang artık ikinci ciltteki Yanan Gökyüzü Ölümsüzü’nün kendisi olduğundan emin olmuştu. Ama gelecekteki benliği neden bahsediyordu?


Lordu Baili Qingmiao'yu mu seviyordu?


Kitabı bıraktı, gözleri boş, sersemlemiş bir halde masada oturuyordu.


Baili Qingmiao şu sıralar Xuanyuan Tarikatında bir yıldan uzun süredir iyileşme sürecindeydi ve bu sürenin çoğunu bilinçsiz geçirmişti. Sihirli silahı kaos enerjisi tarafından yok edilmişti. Bir silahla olan bağ zorla koparılırsa dantian ciddi şekilde zarar görür, iyileşmesi zor olurdu.


Yine de bu Qiu Congxue için bir sorun değildi. Bu sadece onun bedenini etkileyecekti. Onu bir kenara atarak ruhunu bir hayalet yetiştirici olarak geliştirmek çok daha iyi olurdu. Baili Qingmiao'ya tüm gizli tekniklerini verebilir, onun için aç hayalet yolunu açabilir ve yetiştirme çalışması için onu oraya atabilirdi. Orası hayalet yetiştiriciler için kutsal bir yerdi.


Qiu Congxue her zaman sözünün eri ve çok güçlü bir eylem adamıydı. Zhongli Qian'ın zamanında gelerek Qiu Congxue'ye Baili Qingmiao'nun en ağır yarasının vücudunda değil de kalbinde olduğunu söylemesi büyük bir şanstı. Bir ruh olarak yetiştirme yapsa bile ruhundaki yara iyileşmiş olmayacaktı, böyle bir durumda aç hayalet yolundan sağ çıkma ihtimali yoktu.


Zhongli Qian da şu anda pek iyi durumda değildi. Baili Qingmiao'nun kalbinin küle döndüğünü biliyordu. Kendisi de etkilenmişti, her gün kendi hayatına son verme dürtüsü hissediyordu.


Aslında Zhongli Qian onu dizginlemeseydi Baili Qingmiao defalarca intihara teşebbüs edebilirdi.


Sonunda Shu Yanyan kalp bağlayan böcekleri bastırması için Sunak Ustası Miao'dan yardım istedi. Sunak Ustası Miao o sırada Wenren E'nin öldüğünden emin değildi, bu yüzden böcekleri kaldırmaya cesaret edemedi, sadece etkileri hafifletmek için biraz ilaç verdi. Böylece Zhongli Qian geçici olarak kurtuldu ancak Baili Qingmiao'nun durumu daha da kötüleşti.


Zhongli Qian Sunak Ustası Shi'den bir geceliğine Baili Qingmiao’ya göz kulak olmasını istemek zorunda kaldı. Bir gece sonra Baili Qingmiao hastalandı, bilinci gidip geliyordu, istese bile kendi canına kıyacak gücü yoktu.


Baili Qingmiao geçen günleri nerede olduğunu bilmeden, ne kadar zaman geçtiğini anlamadan yarı baygın geçirmişti.


Sersemlemiş bir haldeyken Su Huai'nin yanına beyaz kemiklerden bir yığın koyduğunu ve onları silerken kendi kendine mırıldandığını hissetti belli belirsiz. "Aptal mısın sen? Her zaman bela arıyorsun. Beyninde savaşmak ve yemek yemek dışında bir şey var mı?"


Kemik yığını sanki konuşuyormuş gibi çene kemiğini hareket ettirerek tık tık diye bir ses çıkardı.


Baili Qingmiao bunu anlayamasa da Su Huai'nin iletişim kurmakta hiçbir sorunu yoktu. Kayıtsızca, "Yeniden iskelet olduğun için gurur mu duyuyorsun? Bir bedene sahip olmak için harcadığım onca çabadan sonra benim ne kadar mutlu olduğumu biliyor musun? Sen kendine gezgin bir ölümsüzün bedenini almayı başardığın halde ona böyle davranıyorsun."


Tıktık, tıktık... tıktık! İskeletin çene kemiği düştü.


Su Huai'nin sesi endişeyle doluydu. "Bu şekilde iyileşmen ne kadar sürecek? Artık bir hayalet yetiştirici olmadığını arada bir hatırlayamaz mısın? Et Mantarından yetiştirilmiş bir bedene sahip, gezgin bir ölümsüzsün. Kaybettiğin her et parçası gücünü azaltır. Tarikat Vekili Yin senin gücünü şimdiden ruh yetiştirme aşamasına indirdi. Böyle devam edersen tarikat muhafızı olarak konumunu kaybedeceksin."


Su Huai iç çekerek iskeletin çenesini yeniden takmasına yardım ederken mırıldandı. "Muhafız Shu Et Mantarını ilk olarak kemiklerini onun suyuna batırarak emdiğini, dolayısıyla özünün kemiklerinde olduğunu söyledi. Üst düzey ruhani taşlar ve özenli bir bakımla iyileşeceksin. Zhongli Bey şu anda senin için bir ruh toplama dizisi kuruyor, birazdan seni oraya götüreceğim. Düzgünce yetiştirme yap. Vücudundaki eti kötüye kullanmayı bırak."


Uzun bir iç çekti. Simyacılık aşamasındaki bir yetiştirici olarak seviyesinin çok üstünde sorumluluklar alıyordu.


Qiu Congxue ile ilgilendikten sonra Baili Qingmiao'ya başka bir ruh ilacı vermeye gitti, ustasının çenesini pratik hareketlerle açarak ilacı ağzına doldurdu, ardından ruhani enerjisini kullanarak Baili Qingmiao'nun boğazını hareket ettirerek onu yutmaya zorladı.


Tüm bunları yaptıktan sonra iskeleti alıp Zhongli Qian'ı bulmaya gitti.


Baili Qingmiao o anda biraz bilinçliydi, iskeletin Qiu Congxue olduğunu tahmin etti. Su Huai'ye ustasının iyi olup olmadığını, nasıl böyle yaralandığını sormak istedi. Dudakları hafifçe kıpırdadı ama ağzını açamadı.


Su Huai gittikten sonra Baili Qingmiao orada yatmaya devam etti, vücudu ağırlaşmıştı. Yanında birinin oturduğunu hissetti. Buz gibi bir metal parçası yüzüne birkaç kez dokundu.


Güçlü bir öldürme niyeti hissetti, hayatta kalma içgüdüleri gözlerini açmasını sağladı.


Gözlerini açar açmaz yatağının kenarında oturan Yin Hanjiang'ı gördü, burnunun ucuna bir süngü doğrultmuştu. Gözlerinde sanki süngüyü saplayıp saplamamakta kararsızmış gibi tuhaf bir ifade vardı.